Tuncelili üreticiler tağşiş ballardan şikayetçi
IHAAW110943-EKO/21-10-2024 - Tuncelili üreticiler tağşiş ballardan şikayetçi (Fotoğraflı) İsmail Yoleri - Ercan Topaç TUNCELİ (İHA) - Tunceli'nin yüksek yaylalarında bin bir çiçekten elde edilen ve hiçbir katkı maddesi barındırmayan organik bal üretimi yapan arıcılar, piyasadaki tağşiş (katkılı) ballardan şikayetçi. Üreticiler denetimlerin artırılmasını isterken tüketicileri de sağlığa zararlı katkılı ballardan uzak durmaları konusunda uyarıyor. Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan, birlik olarak üretilen ballar üzerinde Hacettepe Üniversitesi ile ortak çalışma yaptıklarını söyledi. 2-3 yıllık bu çalışmayla coğrafyanın balının özelliklerini, içeriğini ortaya koymaya çalıştıklarını ve bir coğrafi işaretleme çalışması başlattıklarını kaydeden Doğan, ''Coğrafi işaret belki Türkiye'nin birçok ilinde var ama biz o farkı ortaya koyduk. Balımız, coğrafi işaret almış ballardan çok daha farklı bir değerle tasdik edildi. Bu bizim için çok önemli. Yani bir balın Munzur balı olabilmesi için taşıması gereken değerleri içerik analizleriyle ortaya koyduk. Tunceli'de bin civarında arıcı 90 bin kovan arıyla yıllık yaklaşık 600 ton bal üretimi gerçekleştiriyor. Ülke genelinde son 2 yıldır sezon arıcılar için kötü geçiyor. Arıcılar emeğinin karşılığını alamıyor. Bunun kabahati bizde de var. Örneğin arı ırklarını kendi elimizde sürekli değiştiriyoruz olmamız bir kusur, küresel iklim değişikliği de malum. Küresel iklim değişikliği bizim kabahatimizle buluşunca verimsizlikle sonuçlanıyor emeğimiz'' dedi. ''Arıcılar üvey evlat muamelesi görüyor'' Arıcılık ve hayvancılık faaliyetleri arasında bir denge olması gerektiğine vurgu yapan Doğan, “Bakanlıkla yaptığımız planlamalarda arıcılar biraz daha üvey evlat muamelesi görüyorlar. Türkiye'nin mevcut koşullarda hayvancılık anlamında yarışması mümkün değilken arıcılıkta dünyanın en büyük ikinci ülkesi konumunda. Son 2 yılda Bakanlık yeni düzenlemeler yaptı. Örneğin Arıcılar Birliğinin talepleriyle noktalama işaretleri yapılacak. Yani iki arılık arasındaki mesafeden oradan flora çeşitliliğine kadar arıların daha doğru yerleştirilmesi sağlanacak. Yine mera kanununda belirtildiği üzere meraların dinlendirilmesi gerekiyor. Örneğin bir mera ya da yayla dinlendirildikten sonra oraya arıcı gitmiş olsa hem arı orada müthiş verim alacak hem de doğanın yenilenmesine katkısı olacak. Bizim için mera kanununun doğru uygulanması kafidir aslında'' diye konuştu. ''Esnaf bal satıyorsa analiz raporunun olması gerek'' Tağşiş balların Türkiye'de olduğu gibi Tunceli'de de bulunduğunu kaydeden Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan, "Bir ürünün kaynağının belirtilmesi gerekir. Türkiye'de bir etiket mevzuatı var. Plastik bir kutuya 2 kilogram bal koydum, ben verirsem bu adam arıcıdır anlaşılır ama bunu bir market rafında gördüğünüzde bunu anlamak için bir de uğraşmak lazım. Bizim ballarımızda o ürünün kime ait olduğunu belirten işletme numarası var. Anadolu'da petekli bal yemek bir kültürdür ancak en azından üzerinde işletmenin numarası olsun. Bunun tüketiciye de güven veren bir biçime geçmesi gerekir. Bu yıl arıcımızla yaptığımız çalışmada petekli bal yokken esnafta dolu, karakovan balı yokken bakıyorsunuz dolu. Bu gibi tağşiş ürünlerin varlığı kötü. Sakaroz oranı yüksek ballar tüketiciye bizim balımız gibi sunuluyor. Bir esnaf bal satıyorsa bir analiz raporunun da olması gerekiyor. İlimizde de Türkiye'de de arıcılar birliği bu işin garantörüdür. Sağlıklı balı size ulaştırmakla bizler mükellefiz. Lütfen analizi yapılmış ya da tanıdığınız bir üreticiden balınızı alın. Hakiki bal kristalize olabilir. Balın uygun kapalı rafta kalması, kristalize olsa bile tüketilmesi ya da insanların bir seferde çok bal almak yerine tükettikçe almaları daha yerinde olacaktır'' şeklinde konuştu. Üreticiler emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi Tağşiş ballar yüzünden emeklerinin karşılığını alamadıklarını anlatan arıcılar, denetimlerin artırılması gerektiğini belirtti. Pülümür'de faaliyet gösteren Hemgen Bal Kooperatifi Başkanı Murat Ateş, ilçede birçok ailenin arıcılıkla geçimini sağladığını ifade ederek, ''İlçemizdeki arıcıların yüzde 90'ı, 95'i çok kaliteli bal üretiyor fakat emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bunun en önemli sebebi piyasadaki ucuz ballar. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bizlerden 4-5 defa numune alarak analiz yapıyor. Fakat dışarıda etiketsiz, bandrolsüz balların satıldığını görüyoruz. Bunların denetlenmesini talep ediyoruz” dedi. Son 18 yılı organik olmak üzere 39 yıldan beridir arıcılık yaptığını aktaran Nurettin Özgürel ise ''Piyasada merdiven altı dediğimiz balları görünce çok üzülüyoruz. Bizler bu kadar emek veriyoruz. Tüketicilere sesleniyorum her ilde arıcılar birliği, İl, İlçe Tarım ve Orman müdürlükleri var bunlar bizi denetliyor. Bal almak istiyorsanız bu kuramlara ulaşın bunlar size doğru bilgi verecek, doğru yerden bal almanızı sağlayacaklar. Ben üretici olarak yılın 11 ayı uğraşıyorum. Tüketicilerin bu ucuz
- Tuncelili üreticiler tağşiş ballardan şikayetçi
(Fotoğraflı)
İsmail Yoleri - Ercan Topaç
TUNCELİ (İHA) - Tunceli'nin yüksek yaylalarında bin bir çiçekten elde edilen ve hiçbir katkı maddesi barındırmayan organik bal üretimi yapan arıcılar, piyasadaki tağşiş (katkılı) ballardan şikayetçi. Üreticiler denetimlerin artırılmasını isterken tüketicileri de sağlığa zararlı katkılı ballardan uzak durmaları konusunda uyarıyor.
Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan, birlik olarak üretilen ballar üzerinde Hacettepe Üniversitesi ile ortak çalışma yaptıklarını söyledi. 2-3 yıllık bu çalışmayla coğrafyanın balının özelliklerini, içeriğini ortaya koymaya çalıştıklarını ve bir coğrafi işaretleme çalışması başlattıklarını kaydeden Doğan, ''Coğrafi işaret belki Türkiye'nin birçok ilinde var ama biz o farkı ortaya koyduk. Balımız, coğrafi işaret almış ballardan çok daha farklı bir değerle tasdik edildi. Bu bizim için çok önemli. Yani bir balın Munzur balı olabilmesi için taşıması gereken değerleri içerik analizleriyle ortaya koyduk. Tunceli'de bin civarında arıcı 90 bin kovan arıyla yıllık yaklaşık 600 ton bal üretimi gerçekleştiriyor. Ülke genelinde son 2 yıldır sezon arıcılar için kötü geçiyor. Arıcılar emeğinin karşılığını alamıyor. Bunun kabahati bizde de var. Örneğin arı ırklarını kendi elimizde sürekli değiştiriyoruz olmamız bir kusur, küresel iklim değişikliği de malum. Küresel iklim değişikliği bizim kabahatimizle buluşunca verimsizlikle sonuçlanıyor emeğimiz'' dedi.
''Arıcılar üvey evlat muamelesi görüyor''
Arıcılık ve hayvancılık faaliyetleri arasında bir denge olması gerektiğine vurgu yapan Doğan, “Bakanlıkla yaptığımız planlamalarda arıcılar biraz daha üvey evlat muamelesi görüyorlar. Türkiye'nin mevcut koşullarda hayvancılık anlamında yarışması mümkün değilken arıcılıkta dünyanın en büyük ikinci ülkesi konumunda. Son 2 yılda Bakanlık yeni düzenlemeler yaptı. Örneğin Arıcılar Birliğinin talepleriyle noktalama işaretleri yapılacak. Yani iki arılık arasındaki mesafeden oradan flora çeşitliliğine kadar arıların daha doğru yerleştirilmesi sağlanacak. Yine mera kanununda belirtildiği üzere meraların dinlendirilmesi gerekiyor. Örneğin bir mera ya da yayla dinlendirildikten sonra oraya arıcı gitmiş olsa hem arı orada müthiş verim alacak hem de doğanın yenilenmesine katkısı olacak. Bizim için mera kanununun doğru uygulanması kafidir aslında'' diye konuştu.
''Esnaf bal satıyorsa analiz raporunun olması gerek''
Tağşiş balların Türkiye'de olduğu gibi Tunceli'de de bulunduğunu kaydeden Tunceli İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kazım Doğan, "Bir ürünün kaynağının belirtilmesi gerekir. Türkiye'de bir etiket mevzuatı var. Plastik bir kutuya 2 kilogram bal koydum, ben verirsem bu adam arıcıdır anlaşılır ama bunu bir market rafında gördüğünüzde bunu anlamak için bir de uğraşmak lazım. Bizim ballarımızda o ürünün kime ait olduğunu belirten işletme numarası var. Anadolu'da petekli bal yemek bir kültürdür ancak en azından üzerinde işletmenin numarası olsun. Bunun tüketiciye de güven veren bir biçime geçmesi gerekir. Bu yıl arıcımızla yaptığımız çalışmada petekli bal yokken esnafta dolu, karakovan balı yokken bakıyorsunuz dolu. Bu gibi tağşiş ürünlerin varlığı kötü. Sakaroz oranı yüksek ballar tüketiciye bizim balımız gibi sunuluyor. Bir esnaf bal satıyorsa bir analiz raporunun da olması gerekiyor. İlimizde de Türkiye'de de arıcılar birliği bu işin garantörüdür. Sağlıklı balı size ulaştırmakla bizler mükellefiz. Lütfen analizi yapılmış ya da tanıdığınız bir üreticiden balınızı alın. Hakiki bal kristalize olabilir. Balın uygun kapalı rafta kalması, kristalize olsa bile tüketilmesi ya da insanların bir seferde çok bal almak yerine tükettikçe almaları daha yerinde olacaktır'' şeklinde konuştu.
Üreticiler emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi
Tağşiş ballar yüzünden emeklerinin karşılığını alamadıklarını anlatan arıcılar, denetimlerin artırılması gerektiğini belirtti. Pülümür'de faaliyet gösteren Hemgen Bal Kooperatifi Başkanı Murat Ateş, ilçede birçok ailenin arıcılıkla geçimini sağladığını ifade ederek, ''İlçemizdeki arıcıların yüzde 90'ı, 95'i çok kaliteli bal üretiyor fakat emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bunun en önemli sebebi piyasadaki ucuz ballar. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bizlerden 4-5 defa numune alarak analiz yapıyor. Fakat dışarıda etiketsiz, bandrolsüz balların satıldığını görüyoruz. Bunların denetlenmesini talep ediyoruz” dedi.
Son 18 yılı organik olmak üzere 39 yıldan beridir arıcılık yaptığını aktaran Nurettin Özgürel ise ''Piyasada merdiven altı dediğimiz balları görünce çok üzülüyoruz. Bizler bu kadar emek veriyoruz. Tüketicilere sesleniyorum her ilde arıcılar birliği, İl, İlçe Tarım ve Orman müdürlükleri var bunlar bizi denetliyor. Bal almak istiyorsanız bu kuramlara ulaşın bunlar size doğru bilgi verecek, doğru yerden bal almanızı sağlayacaklar. Ben üretici olarak yılın 11 ayı uğraşıyorum. Tüketicilerin bu ucuz merdiven altı ballara rağbet etmesi gerçekten çok üzücü” diye konuştu.
(ET-YRT-HA-E)
21.10.2024 09:40:06 TSI
NNNN