SES Samsun Şubesi, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı protesto etti: "Bu program yaşamımıza kastetmeye başlamıştır"

Haber: Mehmet Rebii Özdemir  (SAMSUN)- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Samsun Şubesi, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı protesto etti. Şube Başkanı Şuayip Zobalı,"Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlıksızlık üretmeye, bebekler dahil yaşamımıza kastetmeye başlamıştır" dedi.  SES Samsun Şubesi, Samsun İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Parti Meclisi üyesi Nazan Yurttan Güneysu ve CHP İl Başkanı Mehmet Özdağ da katıldı. "Sağlıkta Dönüşüm Programı yaşamımıza kastetmeye başlamıştır" Şube Başkanı Şuayip Zobalı, açıklamasında şunları söyledi: “Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlıksızlık üretmeye, bebekler dahil yaşamımıza kastetmeye başlamıştır. Birlikte değiştireceğiz. 3 Kasım 2002 tarihinde AKP’nin tek başına iktidara gelmesiyle birlikte uygulamasına hız verilen Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm itirazlarımıza rağmen yaşama geçirilmeye çalışıldı. Gelinen aşamada özellikle de para için bebeklerimizin yaşamlarına kadar el uzatan bu programın, toplum sağlığına yararı olmadığı herkesçe görülmüştür. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve programa yön çizen kar ve rant amaçlı, özelleştirmeci, halkın geniş kesimlerinin çıkarlarını sermayenin ihtiyaçlarını için gözden çıkartan anlayış ülkemizde de benzer uygulamaları uygulayan tüm dünya ülkelerinde de çökmüştür.   "Koruyucu sağlık hizmetleri tamamen rafa kaldırıldı" Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm itirazlarımıza rağmen yaşama geçirilmeye çalışılmıştır. Mevcut sağlık sistemine eleştirilerimizi ifade ederken hep alternatifini de sunduk. Daha özgür sömürüsüz demokratik eşitlikçi bir dünya için mücadele ederken başka bir sağlık mümkündür sürekli ifade ettik, mücadelesini verdik. İktidarlar birinci basamağa yönelik eleştirileri görmezden gelerek gerekli yatırımları yapmayarak birinci basamağı çalışamaz hale getirmişlerdir. Koruyucu sağlık hizmetleri tamamen rafa kaldırıldı. Ve tedavi edici hizmetlerin bir parçasına dönüştürüldü. Ekip dağıtıldı, koruyucu hizmetler parçalandı. Birinci basamakta verilen hizmetler polikliniğe daraltıldı. Kişisel koruyucu hizmetler sınırlı tutuldu. Aile hekimliği hizmet verdiğimiz nüfus ve özelliklerine tamamen yabancılaştı. Sosyal yönü ön planda olan birinci basamak sağlık hizmetleri tedavi merkezli hale geldi. Küçük hastanelere dönüştürüldü. SSK, üniversiteler, askeri kurumlar, belediye, Sağlık Bakanlığı vb. farklı ve bölünmüş bir sağlık hizmetleri mevcut idi. Bunların birleştirilmesi gerekir ancak bu yapılırken sağlık hizmetlerinin planlaması, örgütlenmesi ve sunumunda toplumun örgütlü kurumlarının ve en başta da sağlık emekçilerinin örgütlerinin karar ve denetim süreçlerinde bulunması gerekir dedik. Aynı zamanda sağlık hizmetlerinin basamaklandırılması ve bu basamaklandırmaya uyulması özellikle üçüncü basamakta yığılmaların engellenmesinin ve sağlık eğitimi açısında önemli olacağını söyledik. Kamu kurumlarında yürütülen sağlık hizmetleri tek elde toplanırken, SSK kurumları işçilerin paraları ile kurulmuş olmasına rağmen işçi sendikaları ve tüm toplum kesimleri bu sürecin dışında tutuldu. Bir taraftan 'Tüm sağlık kurumları tek çatı altında toplandı' söylemi geliştirilirken diğer taraftan özel sağlık kurumları teşvik edilerek, destekler sunularak sayısı arttırıldı.”

Eki 24, 2024 - 19:07
 0  276
SES Samsun Şubesi, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı protesto etti:  "Bu program yaşamımıza kastetmeye başlamıştır"

Haber: Mehmet Rebii Özdemir 

(SAMSUN)- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Samsun Şubesi, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı protesto etti. Şube Başkanı Şuayip Zobalı,"Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlıksızlık üretmeye, bebekler dahil yaşamımıza kastetmeye başlamıştır" dedi. 

SES Samsun Şubesi, Samsun İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Parti Meclisi üyesi Nazan Yurttan Güneysu ve CHP İl Başkanı Mehmet Özdağ da katıldı.

"Sağlıkta Dönüşüm Programı yaşamımıza kastetmeye başlamıştır"

Şube Başkanı Şuayip Zobalı, açıklamasında şunları söyledi:

“Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlıksızlık üretmeye, bebekler dahil yaşamımıza kastetmeye başlamıştır. Birlikte değiştireceğiz. 3 Kasım 2002 tarihinde AKP’nin tek başına iktidara gelmesiyle birlikte uygulamasına hız verilen Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm itirazlarımıza rağmen yaşama geçirilmeye çalışıldı. Gelinen aşamada özellikle de para için bebeklerimizin yaşamlarına kadar el uzatan bu programın, toplum sağlığına yararı olmadığı herkesçe görülmüştür. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve programa yön çizen kar ve rant amaçlı, özelleştirmeci, halkın geniş kesimlerinin çıkarlarını sermayenin ihtiyaçlarını için gözden çıkartan anlayış ülkemizde de benzer uygulamaları uygulayan tüm dünya ülkelerinde de çökmüştür.  

"Koruyucu sağlık hizmetleri tamamen rafa kaldırıldı"

Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm itirazlarımıza rağmen yaşama geçirilmeye çalışılmıştır. Mevcut sağlık sistemine eleştirilerimizi ifade ederken hep alternatifini de sunduk. Daha özgür sömürüsüz demokratik eşitlikçi bir dünya için mücadele ederken başka bir sağlık mümkündür sürekli ifade ettik, mücadelesini verdik. İktidarlar birinci basamağa yönelik eleştirileri görmezden gelerek gerekli yatırımları yapmayarak birinci basamağı çalışamaz hale getirmişlerdir. Koruyucu sağlık hizmetleri tamamen rafa kaldırıldı. Ve tedavi edici hizmetlerin bir parçasına dönüştürüldü. Ekip dağıtıldı, koruyucu hizmetler parçalandı. Birinci basamakta verilen hizmetler polikliniğe daraltıldı. Kişisel koruyucu hizmetler sınırlı tutuldu. Aile hekimliği hizmet verdiğimiz nüfus ve özelliklerine tamamen yabancılaştı. Sosyal yönü ön planda olan birinci basamak sağlık hizmetleri tedavi merkezli hale geldi. Küçük hastanelere dönüştürüldü. SSK, üniversiteler, askeri kurumlar, belediye, Sağlık Bakanlığı vb. farklı ve bölünmüş bir sağlık hizmetleri mevcut idi. Bunların birleştirilmesi gerekir ancak bu yapılırken sağlık hizmetlerinin planlaması, örgütlenmesi ve sunumunda toplumun örgütlü kurumlarının ve en başta da sağlık emekçilerinin örgütlerinin karar ve denetim süreçlerinde bulunması gerekir dedik. Aynı zamanda sağlık hizmetlerinin basamaklandırılması ve bu basamaklandırmaya uyulması özellikle üçüncü basamakta yığılmaların engellenmesinin ve sağlık eğitimi açısında önemli olacağını söyledik. Kamu kurumlarında yürütülen sağlık hizmetleri tek elde toplanırken, SSK kurumları işçilerin paraları ile kurulmuş olmasına rağmen işçi sendikaları ve tüm toplum kesimleri bu sürecin dışında tutuldu. Bir taraftan 'Tüm sağlık kurumları tek çatı altında toplandı' söylemi geliştirilirken diğer taraftan özel sağlık kurumları teşvik edilerek, destekler sunularak sayısı arttırıldı.”