Protestolarda gözaltına alınan 7 kadına işkence iddiası... Avukat Binici: Sorumluların yargılanması noktasında sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız
HABER: Batuhan DÜKEL / KAMERA: Dursun ALKAYA (ANKARA)- Ankara Barosu, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolar kapsamında gözaltına alınan 7 kadının işkenceye ve çıplak aramaya maruz kaldığı iddialarının yer aldığı bir rapor yayınladı. Rapora ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuşan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Kemal Binici, "Yedi tane genç kadının çıplak aramaya maruz kalarak işkence uygulandığı iddialarının araştırılması, doğruluğu halinde de sorumluların yargılanması noktasında sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı. Ankara Barosu'nun internet sitesinde yer alan raporda, 22 Mart günü CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını portesto eden ve bu nedenle gözaltına alınan yedi kişinin vekilleri tarafından yapılan başvuru üzerine Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi'nce görevlendirilen avukatların Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde başvurucularla görüştüğü belirtildi. Rapora göre bir başvurucu gözaltına alındığı sırada gözlüğünün çıkartılarak yüzüne vurulduğunu, ters kelepçe takılmasına direndiği sırada duvara vurulduğunu, çıplak aramaya maruz kaldığını, çıplak aramaya direndiği sırada polislerin kendisini yere düşürdüğünü, bir polisin ağzını kapatarak nefesini kestiği, diğer polislerin ise boynunu bacakları ile sıkıp nefes almasına engel olduklarını anlattı. Başvurucunun vücudunda kelepçe takılması ve tokat atılmasından ötürü iz bulunduğunun tespit edildiği belirtilen raporda, başvurucunun ters kelepçe takılma, tehdit, hakaret, çıplak arama, işkence ve kötü muamele sayılacak fiillere maruz bırakıldığını belirttiği bilgisi yer aldı. Raporun detaylarına ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuşan Ankara Barosu Genel Sekreteri Avukat Elçin Özge Şimşek Çağlayan, 7 mağdur kadının da çıplak aramaya maruz kaldığını iddia ettiklerini ve bu nedenle Ankara Barosu olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye'de bir süredir devam eden gösteriler sonrasında 22 Mart 2025 tarihinde Ankara'da bir şafak operasyonu yapıldı. Bu şafak operasyonu sırasında da işlerinde öğrencilerin de bulunduğu çokça kişi gözaltına alındı. Bunların bir kısmı da Ankara İl Eminiyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından. yapıldı. 23 Mart sabahında İnsan Hakları merkezimize meslektaşlarımız tarafından yapılan bir başvuru da gözaltındaki kadınlara yönelik işkence, kötü muamele ve her şeyden önemlisi rapora da konu olan çıplak arama iddiaları vardı. Buna ilişkin merkez başkanlarımız ve merkez üyelerimiz tarafından doğrudan TEM Şube'ye intikal edildi. Fakat TEM Şube tarafından uzun süren saatler boyunca gözaltındaki kişilerle görüşmeler engellendi. Çeşitli bahaneler üretilerek bu engellemeler sonrasında Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve yine merkez başkanlarımız tarafından tekrar TEM Şube ile görüşmelere ve müzakerelere gidildi. Yaklaşık olarak 6 saatin sonunda gözaltındaki kişilerle meslektaşlarımız tarafından görüşmeler yapıldı. "İşkence, kötü muamele, darp..." Ayrı ayrı yapılan, bunu özellikle belirtiyoruz, bir arada yapılması zaten teknik olarak da mümkün değil, ayrı ayrı yapılan görüşmelerde birbirleriyle örtüşen iddialarda bulundu gözaltındaki kişiler. Bunlar raporda detaylı olarak aktarıldı. Ancak bazılarından bahsedecek olursak, işkence, kötü muamele, darp ve 7 kadın tarafından tekrar edilen şekilde bir çıplak arama iddiası vardı. Bu iddiaya ilişkin de somutlaştırılmış bir raporlama çıktı ortaya. Bu raporun sonrasında da bugün itibariyle bu rapor İnsan Hakları Merkezimiz tarafından ayrıca değerlendirildi, Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeleri tarafından ayrıca değerlendirildi ve 9 Nisan 2025 itibariyle de Ankara Barosu tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Aynı zamanda biz bu süreç içerisinde defalarca ilgili savcılıklara bu durumu belirttik. Bu yönde iddiaların tarafımıza ulaştığı ve buna ilişkin de hukuki sürecin tarafımızca başlatılacağına yönelik. Fakat iddialar çok ciddiydi. Bunun raporlaştırılması gerekiyordu. Kamuoyu açısından kıymete değer bir rapor ortaya çıktı. Bunun sorumlularının bir şekilde araştırılması da şu aşamada önemli. Rapor web sitemizde yayınlandı. Kişisel verilerden arındırılmış haliyle mevcut. Yedi başvurucunun detaylı olarak ne yaşadıklarına dair ortaya attıkları iddialar raporlarda ifade edildi. Fakat gözleme ilişkinde ciddi anlamda meslektaşlarımızın raporlamada ifadeleri var. Kişilerin ciddi bir travmatize edildiği, darba ilişkinin çeşitli vücutlarında bulguların yer aldığı, morallerinin çok ciddi anlamda kötü durumda olduğu ve her şeyden önemlisi insan onuruna aykırı bir biçimde çıplak aramaya maruz bırakıldığı iddiaları da raporda mevcut.” "Sorumluların yargılanması noktasında sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız" Konuya ilişkin hukuki değerlendirmede bulunan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Kemal Binici de gözaltındaki kişilerin işkenceye maruz kaldığına dair iddiaların doğrulu
HABER: Batuhan DÜKEL / KAMERA: Dursun ALKAYA
(ANKARA)- Ankara Barosu, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolar kapsamında gözaltına alınan 7 kadının işkenceye ve çıplak aramaya maruz kaldığı iddialarının yer aldığı bir rapor yayınladı. Rapora ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuşan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Kemal Binici, "Yedi tane genç kadının çıplak aramaya maruz kalarak işkence uygulandığı iddialarının araştırılması, doğruluğu halinde de sorumluların yargılanması noktasında sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.
Ankara Barosu'nun internet sitesinde yer alan raporda, 22 Mart günü CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını portesto eden ve bu nedenle gözaltına alınan yedi kişinin vekilleri tarafından yapılan başvuru üzerine Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi'nce görevlendirilen avukatların Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde başvurucularla görüştüğü belirtildi. Rapora göre bir başvurucu gözaltına alındığı sırada gözlüğünün çıkartılarak yüzüne vurulduğunu, ters kelepçe takılmasına direndiği sırada duvara vurulduğunu, çıplak aramaya maruz kaldığını, çıplak aramaya direndiği sırada polislerin kendisini yere düşürdüğünü, bir polisin ağzını kapatarak nefesini kestiği, diğer polislerin ise boynunu bacakları ile sıkıp nefes almasına engel olduklarını anlattı. Başvurucunun vücudunda kelepçe takılması ve tokat atılmasından ötürü iz bulunduğunun tespit edildiği belirtilen raporda, başvurucunun ters kelepçe takılma, tehdit, hakaret, çıplak arama, işkence ve kötü muamele sayılacak fiillere maruz bırakıldığını belirttiği bilgisi yer aldı.
Raporun detaylarına ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuşan Ankara Barosu Genel Sekreteri Avukat Elçin Özge Şimşek Çağlayan, 7 mağdur kadının da çıplak aramaya maruz kaldığını iddia ettiklerini ve bu nedenle Ankara Barosu olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek şunları söyledi:
“Türkiye'de bir süredir devam eden gösteriler sonrasında 22 Mart 2025 tarihinde Ankara'da bir şafak operasyonu yapıldı. Bu şafak operasyonu sırasında da işlerinde öğrencilerin de bulunduğu çokça kişi gözaltına alındı. Bunların bir kısmı da Ankara İl Eminiyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından. yapıldı. 23 Mart sabahında İnsan Hakları merkezimize meslektaşlarımız tarafından yapılan bir başvuru da gözaltındaki kadınlara yönelik işkence, kötü muamele ve her şeyden önemlisi rapora da konu olan çıplak arama iddiaları vardı. Buna ilişkin merkez başkanlarımız ve merkez üyelerimiz tarafından doğrudan TEM Şube'ye intikal edildi. Fakat TEM Şube tarafından uzun süren saatler boyunca gözaltındaki kişilerle görüşmeler engellendi. Çeşitli bahaneler üretilerek bu engellemeler sonrasında Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve yine merkez başkanlarımız tarafından tekrar TEM Şube ile görüşmelere ve müzakerelere gidildi. Yaklaşık olarak 6 saatin sonunda gözaltındaki kişilerle meslektaşlarımız tarafından görüşmeler yapıldı.
"İşkence, kötü muamele, darp..."
Ayrı ayrı yapılan, bunu özellikle belirtiyoruz, bir arada yapılması zaten teknik olarak da mümkün değil, ayrı ayrı yapılan görüşmelerde birbirleriyle örtüşen iddialarda bulundu gözaltındaki kişiler. Bunlar raporda detaylı olarak aktarıldı. Ancak bazılarından bahsedecek olursak, işkence, kötü muamele, darp ve 7 kadın tarafından tekrar edilen şekilde bir çıplak arama iddiası vardı. Bu iddiaya ilişkin de somutlaştırılmış bir raporlama çıktı ortaya. Bu raporun sonrasında da bugün itibariyle bu rapor İnsan Hakları Merkezimiz tarafından ayrıca değerlendirildi, Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeleri tarafından ayrıca değerlendirildi ve 9 Nisan 2025 itibariyle de Ankara Barosu tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Aynı zamanda biz bu süreç içerisinde defalarca ilgili savcılıklara bu durumu belirttik. Bu yönde iddiaların tarafımıza ulaştığı ve buna ilişkin de hukuki sürecin tarafımızca başlatılacağına yönelik. Fakat iddialar çok ciddiydi. Bunun raporlaştırılması gerekiyordu. Kamuoyu açısından kıymete değer bir rapor ortaya çıktı. Bunun sorumlularının bir şekilde araştırılması da şu aşamada önemli. Rapor web sitemizde yayınlandı. Kişisel verilerden arındırılmış haliyle mevcut. Yedi başvurucunun detaylı olarak ne yaşadıklarına dair ortaya attıkları iddialar raporlarda ifade edildi. Fakat gözleme ilişkinde ciddi anlamda meslektaşlarımızın raporlamada ifadeleri var. Kişilerin ciddi bir travmatize edildiği, darba ilişkinin çeşitli vücutlarında bulguların yer aldığı, morallerinin çok ciddi anlamda kötü durumda olduğu ve her şeyden önemlisi insan onuruna aykırı bir biçimde çıplak aramaya maruz bırakıldığı iddiaları da raporda mevcut.”
"Sorumluların yargılanması noktasında sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız"
Konuya ilişkin hukuki değerlendirmede bulunan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Kemal Binici de gözaltındaki kişilerin işkenceye maruz kaldığına dair iddiaların doğruluğu halinde konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkmemesi'ne kadar taşıyacaklarının altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
“Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde gerçekleştiği iddia edilen 7 kadına yönelik çıplak arama iddialarına ilişkin olarak Ankara Borası olarak bugün 9 Nisan tarihinde Ankara Cumhuriyeti Başsavcılığında suç duyurusunda bulunduk. Hukuki açıdan bunun bir değerlendirmesini yapmak gerekirse, anayasamız zaten işkence yasağını açık bir şekilde ortaya koymuş. Yine uluslararası mevzuatta taabi olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de işkence yasağını çok ciddi bir şekilde ortaya koymuş. İnsanlık onuruna aykırı her türlü davranışın işkence olarak tanımlandığı hem anayasamızda hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde vurgulanmış. Bu kapsamda bizim mevzuatımıza baktığımızda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 94. maddesi işkenceyi bir suç olarak tanımlamış. Bunu tanımlarken işkencenin bilhassa kadına yönelik olmasını bir ağırlaştırıcı sebep olarak ortaya koymuş. Yine işkencenin cinsel bir takım davranışlarla gerçekleşmesi halinde de ağırlaştırıcı sebep olarak ortaya koymuş ve çok ciddi müeyyideler öngörmüş. Bunun yanında yine 96'ıncı maddemiz var Türk Ceza Kanunu'nun. Bu da eziyeti düzenlemiş. Bu anlamda bir pozitif ayrımcılık yapılarak kadına yönelik olarak eziyetin yapılmasının yine ağırlaştırıcı sebep olarak belirtilmiş. Bu anlamda biz bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatımızı yaparken altını çizmek gerekirse yedi tane genç kadının bir çıplak aramaya maruz kalarak işkence iddialarının araştırılması, doğruluğu halinde de sorumluların yargılanması noktasında sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacağız Ankara Barosu olarak. Bu anlamda davanın her aşamasını takip edeceğiz, iç hukuk yolları anlamında. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi işkence yasağını çok net bir şekilde ortaya koymuş. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de bu anlamda çok ciddi kararları var. Hem ülkemizle ilgili hem de sözleşmenin tarafı diğer ülkelerle ilgili. Dolayısıyla iç hukuk yollarını tükettikten sonra eğer bu iddialar gerçekse, doğruysa bu konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de tartışılması için oraya kadar da taşımayı düşünüyoruz.”