Prof. Dr. Uğur Sezerman'dan "yenidoğan çetesi" değerlendirmesi: İnsanlığımdan utandım
Haber: Edda SÖNMEZ - Kamere: Umut Emre GÖKBULUT (İSTANBUL)- The Future Healthcare İstanbul 2024 Konferansı’na katılan Prof. Dr. Uğur Sezerman, "yenidoğan çetesi"yle ilgili “Ne yazık ki bir kokuşma var. Tuz koktu denilen dönemlerdeyiz. İnsanlığımdan utanç duydum” dedi. Sezerman, bir daha benzerlerinin yaşanmaması için hükümetten bağımsız denetim mekanizmalarının kurulması gerektiğini söyledi. Geleceğin sağlık hizmetlerinin ve yapay zeka uygulamalarının sektöre etkisinin tartışılacağı "The Future Healthcare İstanbul 2024" Uluslararası Konferansı’na katılan Prof. Dr. Uğur Sezerman, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “yenidoğan çetesi”ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sezerman, şunları söyledi: "Bizim ülkemizde olmaz diye düşünüyordum" “Bir insan olarak utanç duydum, insanlığımdan. Bu tip şeylerin yaşanıyor olması zaten çok üzücü bir şey, ülkemizde yaşanıyor olması ki ben ülkemizde böyle olaylar olmaz diye düşünüyordum. Maddiyat o kadar önemli değil diye düşünüyordum. Daha insani değerlerimiz doğru bir kültür olduğumuz için daha çok öndedir diye düşünüyordum ama ne yazık ki bir kokuşma var. Tuz koktu denilen dönemlerdeyiz. Ne yoldan olursan ol para kazan. Ona göre statü kazan. Her şeyden önemli hale geldi. İnsan hayatının hiçbir önemi yok. Hele bebeklerimizin hayatının olmaması ve bebeklerin böyle bir şey için kullanılması cidden midemi bulandırdı benim. Çok rahatsız etti. Hafta sonu bir iş seyahatindeydim Almanya'da. 'Çok üzgünsün neden?' diye sorduklarında hakikaten kendim de fark etmemiştim ama bu yaşananlar son zamanlarda çok etkiledi beni. Ciddi bir kokuşma, çöküşme var. Acil bir toplanmamız lazım. Ama bu tip şeylerde bir daha yenilenmesin diye de kontrol mekanizmalarının yönetimden bağımsız olarak, hükümetten, yönetimden bağımsız olarak yerine kurulması lazım ki belli işte üst düzey yöneticilerle bağlantısı olan insanlar bu tip mekanizmalardan kaçarak gelir etmeye devam edemesinler. Başka bağımsız kontrol mekanizmalarını yerleştirilmesi lazım ki bir daha böyle olaylar yaşanmasın ama insanlık adına çok üzüldüğüm bir olay oldu.” "Gelecekte tıp kişiye özel olmalı" Sezerman, The Future Healthcare İstanbul 2024 Konferansı’na ilişkin de de şu yorumu yaptı: "Bu geleceğin sağlık çözümleri, geleceğin tıbbı üzerine olan bir toplantı. Çok çok önemli bir alan. Daha çok kişiye özel çözümler üzerine çalışıyorum. Geleceğin tıbbın da kişiye özel olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü aspirin herkeste aynı etkiyi yapmıyor. Hatta aldığınız herhangi bir ilaç herkeste aynı etkiyi yapmıyor. Genetik özelliklerimiz vücudumuzun o anki durumu ona göre değişiklikleri göz önüne alıp ona göre çözümler üretmemiz lazım. Geleceğin tıbbı da bununla ilgili bilgileri bize sunuyor. DNA teknolojileri, dizileme teknolojileri, hatta giydiğimiz sensörler, cep telefonumuz bile bizi takip ediyor sağlık açısından. Bu verileri yapay zekayla entegre ederek kişinin risklerini belirlemek. Buna göre kişiye özel beslenme programları, supplementler, kişiye özel tedaviler, çünkü meme kanseri hastası diyoruz. Hepsinin tetikleyici mekanizması bir birbirinden farklı. Onun tetikleyici mekanizmasını bulup o sinyali kesecek. Kişiye özel tedavi verilmesi lazım. O yüzden de bunlarla ilgili çözümler geliştiriyoruz biz yapay zekaya dayalı olarak. Bunun kişiyi sağlıklı tutmalarıyla ilgili uygulamaların da çok yoğun olarak yapıyoruz. Mikrobiyoma dayalı epigenetik ölçümlere dayalı, DNA'ya dayalı kişiye özel beslenme önerileri, kişiye özel destek ürünleri, kişiye özel takip programları öneriyoruz. Geleceğin tıbbında bu yönde olacağına çok inanıyorum. O yüzden de çok verimli bir kongre oluyor. Çok güzel çözümler sunuluyor. O yüzden çok mutluyum. Bu kongrede olmaktan."
Haber: Edda SÖNMEZ - Kamere: Umut Emre GÖKBULUT
(İSTANBUL)- The Future Healthcare İstanbul 2024 Konferansı’na katılan Prof. Dr. Uğur Sezerman, "yenidoğan çetesi"yle ilgili “Ne yazık ki bir kokuşma var. Tuz koktu denilen dönemlerdeyiz. İnsanlığımdan utanç duydum” dedi. Sezerman, bir daha benzerlerinin yaşanmaması için hükümetten bağımsız denetim mekanizmalarının kurulması gerektiğini söyledi.
Geleceğin sağlık hizmetlerinin ve yapay zeka uygulamalarının sektöre etkisinin tartışılacağı "The Future Healthcare İstanbul 2024" Uluslararası Konferansı’na katılan Prof. Dr. Uğur Sezerman, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “yenidoğan çetesi”ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sezerman, şunları söyledi:
"Bizim ülkemizde olmaz diye düşünüyordum"
“Bir insan olarak utanç duydum, insanlığımdan. Bu tip şeylerin yaşanıyor olması zaten çok üzücü bir şey, ülkemizde yaşanıyor olması ki ben ülkemizde böyle olaylar olmaz diye düşünüyordum. Maddiyat o kadar önemli değil diye düşünüyordum. Daha insani değerlerimiz doğru bir kültür olduğumuz için daha çok öndedir diye düşünüyordum ama ne yazık ki bir kokuşma var. Tuz koktu denilen dönemlerdeyiz. Ne yoldan olursan ol para kazan. Ona göre statü kazan. Her şeyden önemli hale geldi. İnsan hayatının hiçbir önemi yok. Hele bebeklerimizin hayatının olmaması ve bebeklerin böyle bir şey için kullanılması cidden midemi bulandırdı benim. Çok rahatsız etti. Hafta sonu bir iş seyahatindeydim Almanya'da. 'Çok üzgünsün neden?' diye sorduklarında hakikaten kendim de fark etmemiştim ama bu yaşananlar son zamanlarda çok etkiledi beni. Ciddi bir kokuşma, çöküşme var. Acil bir toplanmamız lazım. Ama bu tip şeylerde bir daha yenilenmesin diye de kontrol mekanizmalarının yönetimden bağımsız olarak, hükümetten, yönetimden bağımsız olarak yerine kurulması lazım ki belli işte üst düzey yöneticilerle bağlantısı olan insanlar bu tip mekanizmalardan kaçarak gelir etmeye devam edemesinler. Başka bağımsız kontrol mekanizmalarını yerleştirilmesi lazım ki bir daha böyle olaylar yaşanmasın ama insanlık adına çok üzüldüğüm bir olay oldu.”
"Gelecekte tıp kişiye özel olmalı"
Sezerman, The Future Healthcare İstanbul 2024 Konferansı’na ilişkin de de şu yorumu yaptı:
"Bu geleceğin sağlık çözümleri, geleceğin tıbbı üzerine olan bir toplantı. Çok çok önemli bir alan. Daha çok kişiye özel çözümler üzerine çalışıyorum. Geleceğin tıbbın da kişiye özel olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü aspirin herkeste aynı etkiyi yapmıyor. Hatta aldığınız herhangi bir ilaç herkeste aynı etkiyi yapmıyor. Genetik özelliklerimiz vücudumuzun o anki durumu ona göre değişiklikleri göz önüne alıp ona göre çözümler üretmemiz lazım. Geleceğin tıbbı da bununla ilgili bilgileri bize sunuyor. DNA teknolojileri, dizileme teknolojileri, hatta giydiğimiz sensörler, cep telefonumuz bile bizi takip ediyor sağlık açısından. Bu verileri yapay zekayla entegre ederek kişinin risklerini belirlemek. Buna göre kişiye özel beslenme programları, supplementler, kişiye özel tedaviler, çünkü meme kanseri hastası diyoruz. Hepsinin tetikleyici mekanizması bir birbirinden farklı. Onun tetikleyici mekanizmasını bulup o sinyali kesecek. Kişiye özel tedavi verilmesi lazım. O yüzden de bunlarla ilgili çözümler geliştiriyoruz biz yapay zekaya dayalı olarak. Bunun kişiyi sağlıklı tutmalarıyla ilgili uygulamaların da çok yoğun olarak yapıyoruz. Mikrobiyoma dayalı epigenetik ölçümlere dayalı, DNA'ya dayalı kişiye özel beslenme önerileri, kişiye özel destek ürünleri, kişiye özel takip programları öneriyoruz. Geleceğin tıbbında bu yönde olacağına çok inanıyorum. O yüzden de çok verimli bir kongre oluyor. Çok güzel çözümler sunuluyor. O yüzden çok mutluyum. Bu kongrede olmaktan."