İYİ Parti grup toplantısı... Müsavat Dervişoğlu'ndan "yeni anayasa"çıkışı: "İYİ Parti’nin bu acemi piyeste yeri yoktur ve olmayacaktır"

(TBMM) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın 3. maddesi ile ilgili açıklamalarına tepki göstererek, "Numan Kurtulmuş’un bu itirafnamesi, 15 Temmuz günü bu Meclis'e hainlerce atılmış bombalardan daha cüretkar, yıkıcı ve tahripkardır. İşte bu yüzden bu Cumhuriyet karşıtı cüretkarlığı, devlete karşı yıkıcı tavrı, millete karşı ihaneti gördüğümüzden dolayı ilk günden beri sözde yeni anayasa tartışmalarındaki tavrımız bellidir. İYİ Parti’nin bu acemi piyeste yeri yoktur ve olmayacaktır. Çünkü Türkiye’ye yeni bir Anayasa’dan daha çok, yeni bir iktidar lazımdır" dedi.İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında, "yeni anayasa" tartışmaları ile ilgili görüşlerini dile getirdi ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın 3. maddesi ile ilgili yaptığı açıklamaları eleştirdi.Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:"Adeta bir yıkım orkestrası kurulmuş, milletimizin huzurunu bozmaya yönelik bir kıyamet senfonisi çalıyor. Bu orkestranın şefi, sarayın propaganda başkanı Fahrettin Altun. Enstrümanları ise toplumu ayrıştıran söylemlerin, milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyen hamlelerin sahipleri. Üflemeli çalgılarda Cumhur İttifakı’nın bileşenleri, vurmalı çalgılarda ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş var. Hem Gazi hem muzaffer hem de kurucu olan, milletimizin kut’unun cisimleştiği yer bu Meclis'tir. O yüzdendir 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' yazar duvarlarında. Peki hangi millettir bahsettiği? 1920 yılında bu çatı altında bir araya gelen, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletidir."Kurtulmuş, sarayın atanmış ve zavallı bir memuru olduğunu kanıtlamıştır"AKP’nin siyaset anlayışı her dönem bir paratoner kullandı. Bu dönemin paratoneri de kabul edilemez söylemlerle gündeme gelen Numan Kurtulmuş’tur. Numan Kurtulmuş, siyaseten taktığı maskesini, bir üniversite kürsüsünde çıkartarak yaptığı konuşması ile çıkarmış, bu aziz Meclis'in gerçekte başkanı olmadığını, millet egemenliğinin tecelligahı olan bu yapı yerine; çetelerin, dolandırıcıların, ihale ve rant şebekelerinin yüz sürdüğü kapıya dönüşmüş olan, Beştepe’deki sarayın atanmış ve zavallı bir memuru olduğunu kanıtlamıştır."Sizin devletiniz bir tefeci dükkanı, bir ihale şebekesidir"Aklının zincirlerinden kurtulmuş Sayın Kurtulmuş ve onun gibi habis çocukluk rüyaları görenlere sesleniyorum. Sizin devlet zannettiğinizle bizimkisi aynı değildir. Sizin millet addettiğinizle bizimkisi aynı değildir. Sizin devletiniz, Saraydaki zatın iki dudağından çıkan emirlerdir. Sizin devletiniz, vatan toprağına kupon arazi diye bakan arsa tüccarlığıdır. Sizin devletiniz, itibarı varaklı koltuklarda, sonu gelmez araç konvoylarında arayanlardır. Sizin devletiniz bir tefeci dükkanı, bir ihale şebekesidir. Sizin devletiniz, ülkesine hizmet değil, o ülkeyi zimmetine geçirmek için kurulmuştur. Sizin ülkeniz, bir aile şirketi ve ona el pençe divan duran kifayetsiz muhteris kalabalığıdır. İşte o devletin ülkesi olmaz. Türk devletinin ülkesi ve ülküsüyse bellidir.Devletin milleti olmaz diyor zatı muhterem. Çünkü Sizin milletiniz, vatanı birlikte yağmaladığınız inşaat baronlarıdır. Sizin milletiniz, eli kanlı haydutlar ve çetelerdir. Sizin milletiniz, din tüccarlığıyla geçinen vicdan dolandırıcılarıdır. Sizin milletiniz, Suriyeli, Afgan ve Afrikalı kaçaklardır. Sizin milletiniz, Londra’nın faiz lobileri, Körfez’in dolar milyarderleri, Latin Amerika’nın uyuşturucu kartelleridir. Elbette o devletin milleti olmaz. O devletin ancak sahibi ve köleleri olur. Şüphesiz ki, Türk devletinin sahibi Türk Milletidir ve kimsenin kölesi değildir."Bunun adı kapsayıcılık değil, toplumun farklı kesimlerini kendi siyasi emellerine alet etme çabasıdır"Sizin kötü tahayyüllerinizin tecessüm ettiği bu süreç, 2011’de 'Çözüm' adı altında başlayan ihanet süreci, 2015’te 'Rafa Kaldırdık' sözü ile uyutuldu. 2017’de İYİ Parti kuruldu, 2018'de rahatsız olanlar Cumhur İttifakı'nı oluşturdu, Ardından Hüda-Par ile genişleyen Cumhur İttifakı, şimdi DEM ile el sıkışıyor. Bunun adı kapsayıcılık değil, toplumun farklı kesimlerini kendi siyasi emellerine alet etme çabasıdır. Rafa kaldırılan ihanet sürecinin yürürlüğe konulmasıdır. Milletçe biz bu filmi seyrettik. Senaryo, yönetmen, yapımcı hepsi aynı. Sadece oyunculara yenileri eklenmiş bir devam filmi. Bu filmi bir daha çekemeyeceksiniz. Bu millete de bir daha seyrettiremeyeceksiniz.Hepinizi tanıyor ve takip ediyoruz. Çok şeye gerek yok, sadece İmralı tutanaklarına bakarak kimlere hangi misyonun yüklendiğini, hangi ihanet planının figüranı olduklarını, rollerin nasıl dağıtıldığını, bugün sahneye koyulmak istenen hain senaryonun kimler tarafından yazıldığını çok iyi biliyorum. Bütün bunları zamanı geldikçe aziz milletimizle paylaşacağız. Herkes iyi bilsin ki; varlığımızı, bu milletin varlığına boş yere adamadık. Ortalık öyle zannettikleri kadar boş değildir. Artık biz varız, İYİ Parti var."Türkiye’ye yeni bir Anayasa’dan daha çok, yeni bir iktidar lazım"Yıllar önce meclist

Eki 16, 2024 - 13:35
 0  289
İYİ Parti grup toplantısı... Müsavat Dervişoğlu'ndan "yeni anayasa"çıkışı: "İYİ Parti’nin bu acemi piyeste yeri yoktur ve olmayacaktır"
(TBMM) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın 3. maddesi ile ilgili açıklamalarına tepki göstererek, "Numan Kurtulmuş’un bu itirafnamesi, 15 Temmuz günü bu Meclis'e hainlerce atılmış bombalardan daha cüretkar, yıkıcı ve tahripkardır. İşte bu yüzden bu Cumhuriyet karşıtı cüretkarlığı, devlete karşı yıkıcı tavrı, millete karşı ihaneti gördüğümüzden dolayı ilk günden beri sözde yeni anayasa tartışmalarındaki tavrımız bellidir. İYİ Parti’nin bu acemi piyeste yeri yoktur ve olmayacaktır. Çünkü Türkiye’ye yeni bir Anayasa’dan daha çok, yeni bir iktidar lazımdır" dedi.İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında, "yeni anayasa" tartışmaları ile ilgili görüşlerini dile getirdi ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın 3. maddesi ile ilgili yaptığı açıklamaları eleştirdi.Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:"Adeta bir yıkım orkestrası kurulmuş, milletimizin huzurunu bozmaya yönelik bir kıyamet senfonisi çalıyor. Bu orkestranın şefi, sarayın propaganda başkanı Fahrettin Altun. Enstrümanları ise toplumu ayrıştıran söylemlerin, milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyen hamlelerin sahipleri. Üflemeli çalgılarda Cumhur İttifakı’nın bileşenleri, vurmalı çalgılarda ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş var. Hem Gazi hem muzaffer hem de kurucu olan, milletimizin kut’unun cisimleştiği yer bu Meclis'tir. O yüzdendir 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' yazar duvarlarında. Peki hangi millettir bahsettiği? 1920 yılında bu çatı altında bir araya gelen, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletidir."Kurtulmuş, sarayın atanmış ve zavallı bir memuru olduğunu kanıtlamıştır"AKP’nin siyaset anlayışı her dönem bir paratoner kullandı. Bu dönemin paratoneri de kabul edilemez söylemlerle gündeme gelen Numan Kurtulmuş’tur. Numan Kurtulmuş, siyaseten taktığı maskesini, bir üniversite kürsüsünde çıkartarak yaptığı konuşması ile çıkarmış, bu aziz Meclis'in gerçekte başkanı olmadığını, millet egemenliğinin tecelligahı olan bu yapı yerine; çetelerin, dolandırıcıların, ihale ve rant şebekelerinin yüz sürdüğü kapıya dönüşmüş olan, Beştepe’deki sarayın atanmış ve zavallı bir memuru olduğunu kanıtlamıştır."Sizin devletiniz bir tefeci dükkanı, bir ihale şebekesidir"Aklının zincirlerinden kurtulmuş Sayın Kurtulmuş ve onun gibi habis çocukluk rüyaları görenlere sesleniyorum. Sizin devlet zannettiğinizle bizimkisi aynı değildir. Sizin millet addettiğinizle bizimkisi aynı değildir. Sizin devletiniz, Saraydaki zatın iki dudağından çıkan emirlerdir. Sizin devletiniz, vatan toprağına kupon arazi diye bakan arsa tüccarlığıdır. Sizin devletiniz, itibarı varaklı koltuklarda, sonu gelmez araç konvoylarında arayanlardır. Sizin devletiniz bir tefeci dükkanı, bir ihale şebekesidir. Sizin devletiniz, ülkesine hizmet değil, o ülkeyi zimmetine geçirmek için kurulmuştur. Sizin ülkeniz, bir aile şirketi ve ona el pençe divan duran kifayetsiz muhteris kalabalığıdır. İşte o devletin ülkesi olmaz. Türk devletinin ülkesi ve ülküsüyse bellidir.Devletin milleti olmaz diyor zatı muhterem. Çünkü Sizin milletiniz, vatanı birlikte yağmaladığınız inşaat baronlarıdır. Sizin milletiniz, eli kanlı haydutlar ve çetelerdir. Sizin milletiniz, din tüccarlığıyla geçinen vicdan dolandırıcılarıdır. Sizin milletiniz, Suriyeli, Afgan ve Afrikalı kaçaklardır. Sizin milletiniz, Londra’nın faiz lobileri, Körfez’in dolar milyarderleri, Latin Amerika’nın uyuşturucu kartelleridir. Elbette o devletin milleti olmaz. O devletin ancak sahibi ve köleleri olur. Şüphesiz ki, Türk devletinin sahibi Türk Milletidir ve kimsenin kölesi değildir."Bunun adı kapsayıcılık değil, toplumun farklı kesimlerini kendi siyasi emellerine alet etme çabasıdır"Sizin kötü tahayyüllerinizin tecessüm ettiği bu süreç, 2011’de 'Çözüm' adı altında başlayan ihanet süreci, 2015’te 'Rafa Kaldırdık' sözü ile uyutuldu. 2017’de İYİ Parti kuruldu, 2018'de rahatsız olanlar Cumhur İttifakı'nı oluşturdu, Ardından Hüda-Par ile genişleyen Cumhur İttifakı, şimdi DEM ile el sıkışıyor. Bunun adı kapsayıcılık değil, toplumun farklı kesimlerini kendi siyasi emellerine alet etme çabasıdır. Rafa kaldırılan ihanet sürecinin yürürlüğe konulmasıdır. Milletçe biz bu filmi seyrettik. Senaryo, yönetmen, yapımcı hepsi aynı. Sadece oyunculara yenileri eklenmiş bir devam filmi. Bu filmi bir daha çekemeyeceksiniz. Bu millete de bir daha seyrettiremeyeceksiniz.Hepinizi tanıyor ve takip ediyoruz. Çok şeye gerek yok, sadece İmralı tutanaklarına bakarak kimlere hangi misyonun yüklendiğini, hangi ihanet planının figüranı olduklarını, rollerin nasıl dağıtıldığını, bugün sahneye koyulmak istenen hain senaryonun kimler tarafından yazıldığını çok iyi biliyorum. Bütün bunları zamanı geldikçe aziz milletimizle paylaşacağız. Herkes iyi bilsin ki; varlığımızı, bu milletin varlığına boş yere adamadık. Ortalık öyle zannettikleri kadar boş değildir. Artık biz varız, İYİ Parti var."Türkiye’ye yeni bir Anayasa’dan daha çok, yeni bir iktidar lazım"Yıllar önce mecliste yaptığım bir konuşmada, 'Kürt’ün bir derdi varsa onu Türk çözer' demiştim. Bizim anlayışımız, milletimizin tüm fertlerinin birlikte ve kardeşçe yaşamasıdır. Bize göre Türklük, bir etnik işaretleme değil, siyasi bir tanımlamadır. Millet kavramının ısrarla kurcalanması, DEM ile yapılan mutabakatın bir yansımasıdır. Hiçbiriniz aklımızla ve millet olarak onurumuzla alay etmeye kalkışmasın. Bizim için artık eski Meclis Başkanı olan Numan Kurtulmuş’un bu itirafnamesi, 15 Temmuz günü bu Meclis'e hainlerce atılmış bombalardan daha cüretkar, yıkıcı ve tahripkardır. İşte bu yüzden bu Cumhuriyet karşıtı cüretkarlığı, devlete karşı yıkıcı tavrı, millete karşı ihaneti gördüğümüzden dolayı ilk günden beri sözde yeni anayasa tartışmalarındaki tavrımız bellidir. İYİ Parti’nin bu acemi piyeste yeri yoktur ve olmayacaktır. Çünkü Türkiye’ye yeni bir Anayasa’dan daha çok, yeni bir iktidar lazımdır."Saray rejimi son bir hamleye, son bir darbeye kalkışmaktadır"Son dönemde 'anayasa değişikliği' yerine, 'yeni anayasa' söylemi kullanılmaya başlandı. Bu bir tesadüf değil, saman altından su yürütmek misali gizli bir stratejidir. Bu, bir yol tuttuklarının ama yolun müstakim olmadığının göstergesidir. Amaçları, Anayasanın değişmez maddelerini kademeli olarak tartışılır kılmaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini sarsmak için bu milletin köklerine saldırıyorlar. Ancak unutmayın ki, bu millet, temel değerlerine yapılan saldırılara müsamaha göstermeyecektir. Görülmektedir ki saray rejimi son bir hamleye, son bir darbeye kalkışmaktadır. Anayasa hedeflerinin yegane amacının da Erdoğan’a ömür boyu tek adamlık sağlamak; bunun sağlandığı yerde de üniter bir milli devlet değil, çok kökenli, çok bölgeli, çok dilli ve çok hukuklu bir federatif yapı inşa etmek olduğu açıktır. Emin olun bu kalkışmanın önü alınmazsa yakında medeni hukuku da tartışacağız."Saray iktidarından kurtulmanın yolu, Milli Meclis’in iktidarını yeniden kurmaktan geçmektedir"Milli Meclis’i tahkim etmeyi amaçlamayan hiçbir hedef, saray rejiminin bu tam cephe hücumunu ve yıkım projesini durdurmaz, bizzat ona hizmet eder. Unutmayalım ki, bu aşamaya Meclis’i adım adım kaybederek geldik. Önce Meclis’in sayısal üstünlüğü aldılar. Sonra o sayısal üstünlük ile Meclis’i bypass ederek saray rejimi kurdular. Bu kurgu içinde de yargıyı, mahkemeleri kendi partilerinin il-ilçe örgütü düzeyine getirdiler. İşte bu yüzden saray iktidarından kurtulmanın yolu, Milli Meclis’in iktidarını yeniden kurmaktan geçmektedir. Cumhuriyet'in yeniden tesis edilmesi tek çaremizdir. Vatandaşımızı, tekrar Meclis egemenliğine, yani milli egemenliği tesis etmeye ikna etmenin; şayet bu tesis edilmezse sadece demokrasiyi değil, hukuku değil, ilk 3 maddeyi değil; Anadolu ve Trakya topraklarında yaşayan ve 1923 yılında devletini ilan etmiş bu ülke insanının egemenliğin sona ereceğini anlatmamız gerekiyor. Açıktır ki Milli Meclis yoksa Türk milletinin de buyurma gücü yoktur."(Bitti)