Gazeteci yazar Gökhan Karakaş: “Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş”

Haber: OKTAY YILDIRIM - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT (İSTANBUL) - Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün denizcilik anlayışını kitaplaştıran deniz tarihçisi Ali Bozoğlu ve gazeteci yazar Gökhan Karakaş, 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda okuyucuları ile bir araya geldi. Karakaş “Yaklaşık iki buçuk yıl içinde 286 kaynağı, yazılı internet ya da erişebileceğimiz her türlü bilgi ve belgeyi taradık. Mustafa Kemal Atatürk'ün denizcilik anlayışını anlatan bir eser ortaya koymaya çalıştık. Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş. Mavileri, iyotlu suyu ve o dinginliği çok iyi anlayabilen bir kurucu lidere sahip olduğumuz için de gurur duyuyorum” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, denizcilik anlayışını kitaplaştıran deniz tarihçisi Ali Bozoğlu ve gazeteci-yazar Gökhan Karakaş, 41. Uluslararası TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda okuyucuları ile buluştu. Pankuş Yayınevi’nden çıkan “Atatürk’ün Gemileri” kitabının imza gününde Anka Haber Ajansı’na konuşan Ali Bozoğlu ve Gökhan Karakaş uzun araştırmalar sonucunda ortaya çıkan kitapta Atatürk’ün bu zamana kadar araştırılmayan denizcilik tarihini ortaya koyduklarını söyledi. Gökhan Karakaş kitap hakkında şunları söyledi: “Atatürk’ün denizcilik anlayışı şimdiye kadar çok araştırılmamış” “Türkiye Cumhuriyeti’ni güç şartlarda kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün denizcilik anlayışı ne yazık ki şimdiye kadar çok araştırılmamıştır. Ne sivil araştırmacılar ne de askeri tarihçiler tarafından denizcilik anlayışına özel bir çalışma yoktu. Bunun eksikliğini fark eden denizciler, ki Türk Loydu'nun eski başkanı Cem Melikoğlu'nun yönlendirmesiyle emekli Tümamiral Cem Gürdeniz bizim bu konudaki kaynak eksikliğini gidermeye yöneltti. Mavi Vatan kavramının altını doldurabilecek bir eser olması için çalışmalara başladık. Yaklaşık iki buçuk yıl içinde 286 kaynağı, yazılı internet ya da erişebileceğimiz her türlü bilgi ve belgeyi taradık. Mustafa Kemal Atatürk'ün denizcilik anlayışını anlatan bir eser ortaya koymaya çalıştık. Şu soru gündeme gelebilir. Cumhurbaşkanı Atatürk ömründe ya da Türkiye Cumhuriyeti kurulma aşamasında kaç tane gemiye binmiştir? Hangi gemilerde ne tür yaşanmışlıklar ortaya koymuştur? Veya Cumhuriyet’in ilke ve inkılaplarının nasıl topluma yerleştiğini görmek için neler yapmıştır? Bu sorunun cevabında Atatürk'ün gemilerinde aradık ve bulduk. “Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş” Mustafa Kemal Atatürk 34 gemiye binmiş. 34 geminin kayıtlarına ulaştık. Sadece gemileri bir bina, bir yapı olarak görmedik. İçinde yaşanmışlıkları araştırdık. Hangi şarkıyı dinlediğini, Hatay sorununu ele aldığını, Barbaros Anıtı'nın yeniden yapılması gerektiğini, modern Türk insanın nasıl medenileşmesi gerektiğini, Türk kadının toplumdaki hayatta nasıl rol alması gerektiğini anlatmak için, bir dansı, bir gemide vals yapmış Atatürk. Çok daha ileriye gitmiş. Dünyanın ilk halkla ilişkiler vapuru olan Karadeniz vapurunu Saint Petersburg'a kadar göndermiş. 12 ülkede 16 liman, dokuz bin mil yol yaparak Cumhuriyet'in devrimlerini anlatmış Mustafa Kemal Atatürk. Bunları yüzyıl önce yapmış, 104 yıl önce yapmış. İtalyan, faşist lider, Mussolini’ye meydan okumuş iki gemide birden. Ege Gemisi'nde ve Zafer destroyerinde. Rodos'a kadar giderek Anadolu kıyılarına, Antalya kıyılarına göz diken Mussolini'ye gelirsen ordumla hazırım demiş. Dünya tarihinde olmayan şeyler. Geldikleri gibi giderler diyerek en çok da İngiliz emperyalizmine meydan okumuş. Ama Anadolu'nun Türk yurdu olduğunu Türk yurdu olarak kalacağının da kanıtı olan geldikleri gibi giderleri de bir gemide söylemiş. Yani Kemal Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş. Mavileri, iyotlu suyu ve o dinginliği çok iyi anlayabilen bir kurucu lidere sahip olduğumuz için de gurur duyuyorum. “Genlerimizde bulunmayan bu denizcilik ruhu Bandırma vapurunu da yok etmiş” 16 Mayıs 1919’da yola çıkan Bandırma gemisi Sitimli bir gemi 19 Mayıs'ta Milli Mücadele’yi başlatıyor. Bandırma gemisi bizim çok özel değindiğimiz gemilerden biri. Ali Bozoğlu abimiz bu konuda görüşlerini dile getirecek ama Bandırma gemisiyle ilgili hicap duyduğumuz bir şey var. Aslında kitabın geneli ve Atatürk dönemi denizciliğiyle ilgili bir iğne batıracağız kendimize. Ne yazık ki 34 gemiden sadece dördünü koruyabilmişiz. Bunların içinde Bandırma yok. Koruyabildiklerimizle Deniz Kuvvetlerimiz tarafından gerçekten göz bebeği gibi bakılmış ve günümüze kadar ulaşmış. Bandırma vapuru gibi Türk tarih sahnesinde vazgeçilmez rolü olan gemiyi bile 1924 yılında hurdaya vermişiz, sökülmüş. Bandırma Vapurunun sadece replikaları var. Bugün Bandırma Vapurunun orijinalliğini gösteren bir tane yağlı boya tablomuz bile yok. Ne yazık ki genlerimizde bulunmayan bu denizcilik ruhu Bandırma vapurunu da yok etmiş. Diğer gemileri olduğu gibi. Bundan hicap duyuyoruz yazar olarak. İşte vermek istediğimiz mesaj da bu. Nice gemiler geçmiş ama hiçbirini koruyamamışız. Keşke Bandırma olsaydı bu şanlı Cumhuriyet’in sarsılmaz bir ögesi

Kas 3, 2024 - 12:37
 0  338
Gazeteci yazar Gökhan Karakaş: “Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş”

Haber: OKTAY YILDIRIM - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT

(İSTANBUL) - Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün denizcilik anlayışını kitaplaştıran deniz tarihçisi Ali Bozoğlu ve gazeteci yazar Gökhan Karakaş, 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda okuyucuları ile bir araya geldi. Karakaş “Yaklaşık iki buçuk yıl içinde 286 kaynağı, yazılı internet ya da erişebileceğimiz her türlü bilgi ve belgeyi taradık. Mustafa Kemal Atatürk'ün denizcilik anlayışını anlatan bir eser ortaya koymaya çalıştık. Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş. Mavileri, iyotlu suyu ve o dinginliği çok iyi anlayabilen bir kurucu lidere sahip olduğumuz için de gurur duyuyorum” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, denizcilik anlayışını kitaplaştıran deniz tarihçisi Ali Bozoğlu ve gazeteci-yazar Gökhan Karakaş, 41. Uluslararası TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda okuyucuları ile buluştu. Pankuş Yayınevi’nden çıkan “Atatürk’ün Gemileri” kitabının imza gününde Anka Haber Ajansı’na konuşan Ali Bozoğlu ve Gökhan Karakaş uzun araştırmalar sonucunda ortaya çıkan kitapta Atatürk’ün bu zamana kadar araştırılmayan denizcilik tarihini ortaya koyduklarını söyledi.

Gökhan Karakaş kitap hakkında şunları söyledi:

“Atatürk’ün denizcilik anlayışı şimdiye kadar çok araştırılmamış”

“Türkiye Cumhuriyeti’ni güç şartlarda kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün denizcilik anlayışı ne yazık ki şimdiye kadar çok araştırılmamıştır. Ne sivil araştırmacılar ne de askeri tarihçiler tarafından denizcilik anlayışına özel bir çalışma yoktu. Bunun eksikliğini fark eden denizciler, ki Türk Loydu'nun eski başkanı Cem Melikoğlu'nun yönlendirmesiyle emekli Tümamiral Cem Gürdeniz bizim bu konudaki kaynak eksikliğini gidermeye yöneltti. Mavi Vatan kavramının altını doldurabilecek bir eser olması için çalışmalara başladık. Yaklaşık iki buçuk yıl içinde 286 kaynağı, yazılı internet ya da erişebileceğimiz her türlü bilgi ve belgeyi taradık. Mustafa Kemal Atatürk'ün denizcilik anlayışını anlatan bir eser ortaya koymaya çalıştık. Şu soru gündeme gelebilir. Cumhurbaşkanı Atatürk ömründe ya da Türkiye Cumhuriyeti kurulma aşamasında kaç tane gemiye binmiştir? Hangi gemilerde ne tür yaşanmışlıklar ortaya koymuştur? Veya Cumhuriyet’in ilke ve inkılaplarının nasıl topluma yerleştiğini görmek için neler yapmıştır? Bu sorunun cevabında Atatürk'ün gemilerinde aradık ve bulduk.

“Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş”

Mustafa Kemal Atatürk 34 gemiye binmiş. 34 geminin kayıtlarına ulaştık. Sadece gemileri bir bina, bir yapı olarak görmedik. İçinde yaşanmışlıkları araştırdık. Hangi şarkıyı dinlediğini, Hatay sorununu ele aldığını, Barbaros Anıtı'nın yeniden yapılması gerektiğini, modern Türk insanın nasıl medenileşmesi gerektiğini, Türk kadının toplumdaki hayatta nasıl rol alması gerektiğini anlatmak için, bir dansı, bir gemide vals yapmış Atatürk. Çok daha ileriye gitmiş. Dünyanın ilk halkla ilişkiler vapuru olan Karadeniz vapurunu Saint Petersburg'a kadar göndermiş. 12 ülkede 16 liman, dokuz bin mil yol yaparak Cumhuriyet'in devrimlerini anlatmış Mustafa Kemal Atatürk. Bunları yüzyıl önce yapmış, 104 yıl önce yapmış. İtalyan, faşist lider, Mussolini’ye meydan okumuş iki gemide birden. Ege Gemisi'nde ve Zafer destroyerinde. Rodos'a kadar giderek Anadolu kıyılarına, Antalya kıyılarına göz diken Mussolini'ye gelirsen ordumla hazırım demiş. Dünya tarihinde olmayan şeyler. Geldikleri gibi giderler diyerek en çok da İngiliz emperyalizmine meydan okumuş. Ama Anadolu'nun Türk yurdu olduğunu Türk yurdu olarak kalacağının da kanıtı olan geldikleri gibi giderleri de bir gemide söylemiş. Yani Kemal Atatürk çok iyi bir denizciymiş, çok iyi bir yelkenciymiş. Mavileri, iyotlu suyu ve o dinginliği çok iyi anlayabilen bir kurucu lidere sahip olduğumuz için de gurur duyuyorum.

“Genlerimizde bulunmayan bu denizcilik ruhu Bandırma vapurunu da yok etmiş”

16 Mayıs 1919’da yola çıkan Bandırma gemisi Sitimli bir gemi 19 Mayıs'ta Milli Mücadele’yi başlatıyor. Bandırma gemisi bizim çok özel değindiğimiz gemilerden biri. Ali Bozoğlu abimiz bu konuda görüşlerini dile getirecek ama Bandırma gemisiyle ilgili hicap duyduğumuz bir şey var. Aslında kitabın geneli ve Atatürk dönemi denizciliğiyle ilgili bir iğne batıracağız kendimize. Ne yazık ki 34 gemiden sadece dördünü koruyabilmişiz. Bunların içinde Bandırma yok. Koruyabildiklerimizle Deniz Kuvvetlerimiz tarafından gerçekten göz bebeği gibi bakılmış ve günümüze kadar ulaşmış. Bandırma vapuru gibi Türk tarih sahnesinde vazgeçilmez rolü olan gemiyi bile 1924 yılında hurdaya vermişiz, sökülmüş. Bandırma Vapurunun sadece replikaları var. Bugün Bandırma Vapurunun orijinalliğini gösteren bir tane yağlı boya tablomuz bile yok. Ne yazık ki genlerimizde bulunmayan bu denizcilik ruhu Bandırma vapurunu da yok etmiş. Diğer gemileri olduğu gibi. Bundan hicap duyuyoruz yazar olarak. İşte vermek istediğimiz mesaj da bu. Nice gemiler geçmiş ama hiçbirini koruyamamışız. Keşke Bandırma olsaydı bu şanlı Cumhuriyet’in sarsılmaz bir ögesi olarak Dolmabahçe'deki yerini alabilseydi. Bu kitapta bunun eksikliğini de bir kez daha vurgulamış olduk”

"Atatürk Mussolini'ye cevap veriyor"

Deniz tarihçisi Ali Bozoğlu, “Atatürk’ün Gemileri” kitabında Atatürk’ün Mussolini’ye nasıl meydan okuduğunu anlattı. Bozoğlu, “Bana bir gemi hazırlayın diyor Atatürk. Basına da Ege Vapuru ile İzmir’e gideceği bildiriliyor. Gemi İzmir açıklarına geldiği zaman, Körfez açıklarına geldikleri zaman girmiyor Körfez’e, Atatürk diyor ki hedefimiz Alanya. Alanya’ya giderken de kendisine refakat eden Adatepe ve Zafer Muhripleri var. Atatürk Rodos açıklarında Zafer Muhribi’ne geçiyor. O zamanlar 12 ada İtalyanlar’da. Zafer Muhribi’nin komutanına diyor ki Atatürk, ‘Girebildiğin kadar deniz üstüne gireceksin, yaklaşacaksın’. Zafer Muhribi İtalyanların deniz üssüne o kadar fazla yaklaşıyor ki, alarmlar veriliyor bir kargaşa oluyor. Bunun üzerine Atatürk ‘tamam’ diyor hedefimize vardık. Geri gelip Alanya, oradan da Antalya’ya gidiyor. Atatürk, Mussolini’ye bir cevap veriyor ben buradayım gel.”

“Strateji Askerlik Denizcilik” kitabıyla okuyucuları ile buluşan emekli Tuğamiral Hakan Ercan da “Pankuş Yayınları’ndan çıkan kitabım strateji, askerlik, denizcilik konularındaki çeşitlik yazıların toplamından oluşuyor. Kitabımda değindiğim üzere Strateji Askerlik Denizcilik konuları hemen hemen her insanın hayatına dolaylı ya da doğrudan temas eder. Stratejiyi muhakeme, askerliği liderlik bir ülkenin bekası denizciliği refah ve güvenlik olarak tanımlayabiliriz. Hemen hemen herkesin kendine bu kitaptan çıkarımlar bulunabilir bu kitapta. Mesleki hayatımda özel yaşantımdaki birikimleri ve edindiğim bilgilere yer verdim” dedi.