Faiz Kararı Öncesi "Ucuz Açık" Patladı

Haber/Analiz: Zülfikar DOĞAN (ANKARA) - Hafta başından bu yana peş peşe açıklanan üç kritik gösterge, kamu maliyesinde, Hazine'nin borç ve faiz dengesinde, Merkez Bankası’nın döviz dengesinde sarsıntıların arttığını, alt üst olan tüm ekonomik hedeflerin geçerliğini yitirdiğini gösterdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medyada ''Gelişmeler OVP hedefleriyle uyumlu'' paylaşımlarıyla yangını söndürmeye, ortalığı sakinleştirmeye çalışırken 19 Mart siyasi operasyonlarının her alandaki sarsıntıları ve yansımaları dalga dalga yayılıyor. Hazinenin faize ödediği tutar yüzde 90 arttı, çarklar borçla dönüyor, ufukta ek bütçe görünüyor Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı Ocak-Mart dönemi Merkezi Yönetim 3 aylık bütçe gerçekleşmelerine göre ilk çeyrekteki bütçe açığı 710,8 milyar TL’ye yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde bu tutar 513 milyar TL idi. 2025 bütçesinde 1,9 trilyon TL olan yılsonu bütçe açığı hedefini yaklaşık yüzde 40’ı üç ayda gerçekleşti. Yıl sonu hedefinin tutturulması için kalan 9 ayda aylık bütçe açığının 132 milyar TL’yi aşmaması gerekiyor. Ocakta 139, şubatta 310, martta 261 milyar TL olan aylık açık tutarlarının seyri göz önünde tutulduğunda hedefin tutturulması olanaksız görüldüğü gibi temmuzda TBMM’ye ek bütçe teklifi ihtimali gündemde. Bütçe gerçekleşmelerindeki en kritik gösterge üç aydaki toplam nakit giderlerin 2 trilyon 906,9 milyar lirasını faiz dışı harcamaların oluşturmasına karşılık faiz ödemelerinin 427,4 milyar liraya yükselmiş olması. Faiz dışı giderler geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 41 artarken, faiz ödemelerindeki artış yüzde 90’a dayanmış durumda. Bütçenin daha üçüncü ayda rekor düzeyde açık vermesi, hazineyi yüksek faizle daha fazla borçlanmaya mecbur ediyor. İlk çeyrekteki hazine borçlanması bütçe ve kamu harcamalarında çarkların yüksek faizle borçla döndürüldüğünü gösteriyor. Ocak-Mart döneminde 117,1 milyar liralık iç borç geri ödemesi gerçekleştiren Hazine, buna karşılık 756,7 milyar TL yeni borçlanmayla yeni bir borç rekoru kırdı. Hazinenin yılın ilk çeyreğindeki net borçlanması 2024’ün ilk çeyreğine göre yüzde 137 artışla 639,6 milyar TL’ye ulaştı. Cari açık 2 ayda 8,5, yıllık 13 milyar dolar Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı programın kritik ayaklarından birisini oluşturan cari açık ve dış ticaret açığında da son gelen veriler iç açıcı değil. Merkez Bankası’nın hafta başında açıkladığı Ödemeler Dengesi Verilerine göre, Şubat 2025’te 4 milyar 405 milyon dolara yükselen cari açığın ilk iki aydaki toplamı 8 milyar 407 milyon dolara çıktı. Yıllık cari açık tutarı ise şubat sonunda 12,7 milyar dolara ulaştı. Geçen yılın kasım ayından bu yana 4 aydır kesintisiz şekilde yükselen cari açık kasımda 2,7, aralıkta 4,6, ocakta 4 ve şubatta 4,4 milyar dolar oldu. Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yılsonu için 22 milyar dolar cari açık hedeflenirken iki ayda 8,5 milyar dolara ulaşan tutarla yılsonu hedefinin yüzde 39’u iki ayda gerçekleşti. Dolayısıyla yılsonu hedefinin tutması için kalan 10 ayda aylık cari açığın 1 milyar 350 milyon doları aşmaması gerekiyor. Oysa ihracatın yavaşlaması, ithalatın hızlanmasıyla dış ticaret açığında makasın açılması, 19 Mart siyasi operasyonları sonrasında Merkez Bankası döviz rezervlerinin yüklü piyasa müdahaleleriyle yaklaşık 45 milyar dolar erimesi ve net rezervlerin eksiye düşme ihtimalinin yükselmesi, yılsonu cari açık hedefinde ciddi sapma yaşanacağını işaret ediyor. Kaynağı belirsiz döviz çıkışı 2 ayda 8 kat arttı Ödemeler dengesi şubat ayı sonuçlarında dikkat çeken bir başka kritik gösterge ise kaynağı belirsiz döviz giriş-çıkışlarını gösteren Net Hata ve Noksan (NHN) tutarının iki ayda eksi 2,5 milyar dolara ve yıllık bazda 15 milyar 257 milyon dolara tırmanmış olması. Geçen yılın ocak-şubat döneminde yalnızca eksi 309 milyon dolar olan Kaynağı belirsiz döviz çıkışı 2024 yılsonunda ise 12,6 milyar dolardı. NHN’de kaynağı belirsiz döviz çıkışları iki aylık dönemde geçen yıla göre 8 kat, yıllık bazda yüzde 35 artmış. Yurt dışına kaynağı belirsiz döviz kaçışının hızlandığını gösteren bu gelişme altın kaçakçılığı başta olmak üzere, kayıt dışı kazançlarla elde edilen kayıt dışı döviz transferlerinin yükselişe geçtiğini işaret ediyor. Faiz toplantısı arifesinde Hazine nakit açığında rekor üstüne rekor; 3 ayda 901 milyar TL Bütçe açığı ve cari açıktan sonra ekonominin temellerindeki sarsıntının hızlandığını ortaya koyan bir diğer açık ise Hazine Nakit Dengesinde oluşan olağanüstü yükselişle kendisini gösteriyor. 17 Nisan’daki Merkez Bankası faiz toplantısı öncesinde hazine borçlanması, faiz ödemeleri, üçüz açık ve diğer göstergelerdeki negatif tablo ekonomi yönetimini köşeye sıkıştırmış durumda. Geçen hafta açıklanan hazine nakit dengesinde açık tutarının mart ayında 298,4 milyar TL’ye ocak-mart dönemi ilk çeyrekte ise toplam 901 milyar TL’ye ulaşması, zaten mart ayı ve ilk çeyrek bütçe açığının yüksek geleceğinin sinyaliydi. Nitekim Hazine nakit açığının ilk üç ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla

Nis 16, 2025 - 09:06
Nis 16, 2025 - 10:01
 0  499
Faiz Kararı Öncesi "Ucuz Açık" Patladı

Haber/Analiz: Zülfikar DOĞAN

(ANKARA) - Hafta başından bu yana peş peşe açıklanan üç kritik gösterge, kamu maliyesinde, Hazine'nin borç ve faiz dengesinde, Merkez Bankası’nın döviz dengesinde sarsıntıların arttığını, alt üst olan tüm ekonomik hedeflerin geçerliğini yitirdiğini gösterdi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medyada ''Gelişmeler OVP hedefleriyle uyumlu'' paylaşımlarıyla yangını söndürmeye, ortalığı sakinleştirmeye çalışırken 19 Mart siyasi operasyonlarının her alandaki sarsıntıları ve yansımaları dalga dalga yayılıyor.

Hazinenin faize ödediği tutar yüzde 90 arttı, çarklar borçla dönüyor, ufukta ek bütçe görünüyor

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı Ocak-Mart dönemi Merkezi Yönetim 3 aylık bütçe gerçekleşmelerine göre ilk çeyrekteki bütçe açığı 710,8 milyar TL’ye yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde bu tutar 513 milyar TL idi. 2025 bütçesinde 1,9 trilyon TL olan yılsonu bütçe açığı hedefini yaklaşık yüzde 40’ı üç ayda gerçekleşti. Yıl sonu hedefinin tutturulması için kalan 9 ayda aylık bütçe açığının 132 milyar TL’yi aşmaması gerekiyor. Ocakta 139, şubatta 310, martta 261 milyar TL olan aylık açık tutarlarının seyri göz önünde tutulduğunda hedefin tutturulması olanaksız görüldüğü gibi temmuzda TBMM’ye ek bütçe teklifi ihtimali gündemde.

Bütçe gerçekleşmelerindeki en kritik gösterge üç aydaki toplam nakit giderlerin 2 trilyon 906,9 milyar lirasını faiz dışı harcamaların oluşturmasına karşılık faiz ödemelerinin 427,4 milyar liraya yükselmiş olması. Faiz dışı giderler geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 41 artarken, faiz ödemelerindeki artış yüzde 90’a dayanmış durumda. Bütçenin daha üçüncü ayda rekor düzeyde açık vermesi, hazineyi yüksek faizle daha fazla borçlanmaya mecbur ediyor. İlk çeyrekteki hazine borçlanması bütçe ve kamu harcamalarında çarkların yüksek faizle borçla döndürüldüğünü gösteriyor. Ocak-Mart döneminde 117,1 milyar liralık iç borç geri ödemesi gerçekleştiren Hazine, buna karşılık 756,7 milyar TL yeni borçlanmayla yeni bir borç rekoru kırdı. Hazinenin yılın ilk çeyreğindeki net borçlanması 2024’ün ilk çeyreğine göre yüzde 137 artışla 639,6 milyar TL’ye ulaştı.

Cari açık 2 ayda 8,5, yıllık 13 milyar dolar

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı programın kritik ayaklarından birisini oluşturan cari açık ve dış ticaret açığında da son gelen veriler iç açıcı değil. Merkez Bankası’nın hafta başında açıkladığı Ödemeler Dengesi Verilerine göre, Şubat 2025’te 4 milyar 405 milyon dolara yükselen cari açığın ilk iki aydaki toplamı 8 milyar 407 milyon dolara çıktı. Yıllık cari açık tutarı ise şubat sonunda 12,7 milyar dolara ulaştı.
Geçen yılın kasım ayından bu yana 4 aydır kesintisiz şekilde yükselen cari açık kasımda 2,7, aralıkta 4,6, ocakta 4 ve şubatta 4,4 milyar dolar oldu. Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yılsonu için 22 milyar dolar cari açık hedeflenirken iki ayda 8,5 milyar dolara ulaşan tutarla yılsonu hedefinin yüzde 39’u iki ayda gerçekleşti. Dolayısıyla yılsonu hedefinin tutması için kalan 10 ayda aylık cari açığın 1 milyar 350 milyon doları aşmaması gerekiyor. Oysa ihracatın yavaşlaması, ithalatın hızlanmasıyla dış ticaret açığında makasın açılması, 19 Mart siyasi operasyonları sonrasında Merkez Bankası döviz rezervlerinin yüklü piyasa müdahaleleriyle yaklaşık 45 milyar dolar erimesi ve net rezervlerin eksiye düşme ihtimalinin yükselmesi, yılsonu cari açık hedefinde ciddi sapma yaşanacağını işaret ediyor.

Kaynağı belirsiz döviz çıkışı 2 ayda 8 kat arttı

Ödemeler dengesi şubat ayı sonuçlarında dikkat çeken bir başka kritik gösterge ise kaynağı belirsiz döviz giriş-çıkışlarını gösteren Net Hata ve Noksan (NHN) tutarının iki ayda eksi 2,5 milyar dolara ve yıllık bazda 15 milyar 257 milyon dolara tırmanmış olması. Geçen yılın ocak-şubat döneminde yalnızca eksi 309 milyon dolar olan Kaynağı belirsiz döviz çıkışı 2024 yılsonunda ise 12,6 milyar dolardı. NHN’de kaynağı belirsiz döviz çıkışları iki aylık dönemde geçen yıla göre 8 kat, yıllık bazda yüzde 35 artmış. Yurt dışına kaynağı belirsiz döviz kaçışının hızlandığını gösteren bu gelişme altın kaçakçılığı başta olmak üzere, kayıt dışı kazançlarla elde edilen kayıt dışı döviz transferlerinin yükselişe geçtiğini işaret ediyor.

Faiz toplantısı arifesinde Hazine nakit açığında rekor üstüne rekor; 3 ayda 901 milyar TL

Bütçe açığı ve cari açıktan sonra ekonominin temellerindeki sarsıntının hızlandığını ortaya koyan bir diğer açık ise Hazine Nakit Dengesinde oluşan olağanüstü yükselişle kendisini gösteriyor. 17 Nisan’daki Merkez Bankası faiz toplantısı öncesinde hazine borçlanması, faiz ödemeleri, üçüz açık ve diğer göstergelerdeki negatif tablo ekonomi yönetimini köşeye sıkıştırmış durumda. Geçen hafta açıklanan hazine nakit dengesinde açık tutarının mart ayında 298,4 milyar TL’ye ocak-mart dönemi ilk çeyrekte ise toplam 901 milyar TL’ye ulaşması, zaten mart ayı ve ilk çeyrek bütçe açığının yüksek geleceğinin sinyaliydi.

Nitekim Hazine nakit açığının ilk üç ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 60’a yaklaşan artışla 570 milyardan 901 milyar liraya ulaşması, baştan beri ekonomik programın zayıf ve işlemeyen ayağı olan maliye politikalarının tıkandığını, Bakan Şimşek’in çaresiz kaldığını gösterdi. İlk üç ayda hazine gelirleri yüzde 42 artarken giderlerin yüzde 47 artması, kamu harcamalarındaki denetimsizliğin sürdüğünü, Temmuz 2023’ten bu yana yürürlükte olan ve ısrarla gündemde tutulan kamuda tasarruf önlemlerinin kağıt üzerinde kaldığını, Bakan Şimşek’i kimsenin dinlemediğini kanıtlıyor.

Bir ülke ekonomisinde hemen her şeyi etkileyen üç temel göstergeyi oluşturan, bütçe açığı, cari açık, Hazine nakit açığındaki negatif tablo, önümüzdeki süreçte işlerin daha da kötüleşeceğinin sinyallerini veriyor. İlk çeyrek hızla büyüyen ''üçüz açık'' tehdidi, ek iç ve dış kaynak ihtiyacının arttığını gösterirken, uygulanan programın tıkandığını, seçeneklerin azaldığını, ekonomik ve sosyal maliyetin büyüdüğünü ortaya koyuyor. 19 Mart siyasi operasyonlarının bir aylık faturasını yansıtan süreç, muhtemelen her alandaki ekonomik etkilerini giderek daha büyük çapta göstermeye devam edecek.