Esenyurt’ta Dünya Habitat Günü’ne özel panel
(İSTANBUL) - Esenyurt’ta Dünya Habitat Günü’ne özel bir panel düzenledi. Programda konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, ilçenin kozmopolit yapısına dikkati çekerek, sosyal belediyecilik anlayışı ile her kesimden insanın hak ettiği hizmeti alması için çalıştıklarını söyledi. Esenyurt Belediyesi, Dünya Habitat Günü dolayısıyla “Daha İyi Bir Gelecek İnşa Etmede Gençler ve Rolleri” başlıklı bir panel düzenledi. Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşen panele Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Sarıyer Belediyesi Meclis Üyesi ve Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Üyesi Zana Gümüş, Prof. Dr. Şükrü Aslan ve Prof. Dr. Ruşen Keleş katıldı. Başkan Özer, habitat konusunu Esenyurt'un demografik yapısıyla bağdaştırdığı konuşmasında, şunları kaydetti: “Kentsel sorunlarımız acil çözüm beklemektedir” “Habitat kavramı denilince ilk akla gelen şey, yaşam alanı yani barınma alanıdır. Barınma dediğimizde ise kentleşme ve şehircilik ön plana çıkar. Kentleşme ve şehircilik denilince de akla gelen ilk kurumlar belediyelerdir. Bu nedenle, habitat ve kentleşme konuları doğrudan bizi ilgilendiren, yönetim sorumluluğumuzu ve vizyonumuzu şekillendiren alanlardır. Peki, nedir bu habitat? Habitat, Birleşmiş Milletler himayesinde 20 yılda bir düzenlenen ve dünyanın kentleşme süreçlerine odaklanan uluslararası bir toplantıdır. Ancak burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Çevre ve şehir sorunları gibi konular için 20 yıl beklemek, bana göre çok uzun bir süre. İklim değişikliği ve bazı küresel sorunlar için bu süre uygun olabilir, ancak kentsel sorunlarımız acil çözüm beklemektedir. “Türkiye’de kentleşme konusunda yeterince ilerleme kaydedilemediğini görüyorum” Habitat toplantılarının ilki 1976 yılında Kanada’nın Vancouver kentinde düzenlendi. Burada alınan karar, dünya nüfusunun hızla şehirleştiği ve yaşanan sorunların hükümetler tarafından çözülmesi gerektiği yönündeydi. Ancak 1996’da İstanbul’da düzenlenen Habitat II toplantısında farklı bir anlayış gelişti. Hükümetlerin tek başına bu sorunları çözemeyeceği, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun da bu süreçte önemli roller üstlenmesi gerektiği vurgulandı. Ben de İstanbul’daki Habitat II toplantısına GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreteri olarak katıldım. Genç bir yönetici olarak, o dönemde de bu meseleler üzerine çalıştım ve görüşlerimi sundum. Ancak ne yazık ki, o günden bugüne Türkiye’de kentleşme konusunda yeterince ilerleme kaydedilemediğini görüyorum. “Barınma hakkı, bir insan hakkıdır” Bugünkü toplantımızda ise üzerinde durmamız gereken üç önemli kavram var: sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik ve kapsayıcılık. Bir belediye yönetiminin bu üç kavramı başarıyla hayata geçirebilmesi, o belediyenin başarısının temel göstergelerinden biridir. Sürdürülebilirlik, kaynaklarımızı gelecek nesillere de aktarabilmek adına doğru kullanmak anlamına gelir. Örneğin toprak ve su, en kıymetli kaynaklarımızdır ve bunları gelecek kuşaklar için korumalıyız. Esenyurt bu konuda önemli bir örnek teşkil etmektedir. Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği, kentimizin geleceği için kritik öneme sahiptir. Yaşanabilirlik ise bir kentte sadece barınma imkanı sunmanın yeterli olmadığını, kentsel altyapı ve hizmetlerin de kaliteli bir şekilde sunulması gerektiğini ifade eder. Yaşanabilir bir kent, insanlara sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir yaşam sunmalıdır. Barınma hakkı, bir insan hakkıdır ve bu hakkı ihya etmek için yerel yönetimlerin adil ve eşit hizmet sunması gerekmektedir. “Kentimizde barış ve kardeşliği güçlendirmek adına çalışıyoruz” Kapsayıcılık, bir kentin tüm kesimlerine eşit hizmet sunulması anlamına gelir. Esenyurt, yüz bir ülkeden insanın bir arada yaşadığı, çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Bizler, bu zengin kültürel yapıyı bir arada tutarak, kentimizde barış ve kardeşliği güçlendirmek adına çalışıyoruz. Esenyurt’ta sosyal belediyecilik anlayışı ile her kesimden insanın hak ettiği hizmeti almasını sağlıyoruz. Kentleşmenin önemli bir ayağı da idari altyapıdır. Esenyurt gibi büyük ve dinamik bir ilçede hâlâ bir adliye binası ya da ticaret odasının olmaması, kentleşme sürecinin tamamlanmamış olduğunun bir göstergesidir. Bu eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz ve sizlerin de desteğiyle Esenyurt’u 21. yüzyıla hazırlıyoruz. Sonuç olarak, Esenyurt’un sorunlarını çözmek; burayı daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kent haline getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu süreçte sizlerin de desteği bizim için çok kıymetli. Hep birlikte, el birliğiyle Esenyurt’u daha iyi bir geleceğe taşıyacağımıza inanıyorum.”
(İSTANBUL) - Esenyurt’ta Dünya Habitat Günü’ne özel bir panel düzenledi. Programda konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, ilçenin kozmopolit yapısına dikkati çekerek, sosyal belediyecilik anlayışı ile her kesimden insanın hak ettiği hizmeti alması için çalıştıklarını söyledi.
Esenyurt Belediyesi, Dünya Habitat Günü dolayısıyla “Daha İyi Bir Gelecek İnşa Etmede Gençler ve Rolleri” başlıklı bir panel düzenledi. Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşen panele Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Sarıyer Belediyesi Meclis Üyesi ve Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Üyesi Zana Gümüş, Prof. Dr. Şükrü Aslan ve Prof. Dr. Ruşen Keleş katıldı.
Başkan Özer, habitat konusunu Esenyurt'un demografik yapısıyla bağdaştırdığı konuşmasında, şunları kaydetti:
“Kentsel sorunlarımız acil çözüm beklemektedir”
“Habitat kavramı denilince ilk akla gelen şey, yaşam alanı yani barınma alanıdır. Barınma dediğimizde ise kentleşme ve şehircilik ön plana çıkar. Kentleşme ve şehircilik denilince de akla gelen ilk kurumlar belediyelerdir. Bu nedenle, habitat ve kentleşme konuları doğrudan bizi ilgilendiren, yönetim sorumluluğumuzu ve vizyonumuzu şekillendiren alanlardır. Peki, nedir bu habitat? Habitat, Birleşmiş Milletler himayesinde 20 yılda bir düzenlenen ve dünyanın kentleşme süreçlerine odaklanan uluslararası bir toplantıdır. Ancak burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Çevre ve şehir sorunları gibi konular için 20 yıl beklemek, bana göre çok uzun bir süre. İklim değişikliği ve bazı küresel sorunlar için bu süre uygun olabilir, ancak kentsel sorunlarımız acil çözüm beklemektedir.
“Türkiye’de kentleşme konusunda yeterince ilerleme kaydedilemediğini görüyorum”
Habitat toplantılarının ilki 1976 yılında Kanada’nın Vancouver kentinde düzenlendi. Burada alınan karar, dünya nüfusunun hızla şehirleştiği ve yaşanan sorunların hükümetler tarafından çözülmesi gerektiği yönündeydi. Ancak 1996’da İstanbul’da düzenlenen Habitat II toplantısında farklı bir anlayış gelişti. Hükümetlerin tek başına bu sorunları çözemeyeceği, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun da bu süreçte önemli roller üstlenmesi gerektiği vurgulandı. Ben de İstanbul’daki Habitat II toplantısına GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreteri olarak katıldım. Genç bir yönetici olarak, o dönemde de bu meseleler üzerine çalıştım ve görüşlerimi sundum. Ancak ne yazık ki, o günden bugüne Türkiye’de kentleşme konusunda yeterince ilerleme kaydedilemediğini görüyorum.
“Barınma hakkı, bir insan hakkıdır”
Bugünkü toplantımızda ise üzerinde durmamız gereken üç önemli kavram var: sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik ve kapsayıcılık. Bir belediye yönetiminin bu üç kavramı başarıyla hayata geçirebilmesi, o belediyenin başarısının temel göstergelerinden biridir. Sürdürülebilirlik, kaynaklarımızı gelecek nesillere de aktarabilmek adına doğru kullanmak anlamına gelir. Örneğin toprak ve su, en kıymetli kaynaklarımızdır ve bunları gelecek kuşaklar için korumalıyız. Esenyurt bu konuda önemli bir örnek teşkil etmektedir. Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği, kentimizin geleceği için kritik öneme sahiptir. Yaşanabilirlik ise bir kentte sadece barınma imkanı sunmanın yeterli olmadığını, kentsel altyapı ve hizmetlerin de kaliteli bir şekilde sunulması gerektiğini ifade eder. Yaşanabilir bir kent, insanlara sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir yaşam sunmalıdır. Barınma hakkı, bir insan hakkıdır ve bu hakkı ihya etmek için yerel yönetimlerin adil ve eşit hizmet sunması gerekmektedir.
“Kentimizde barış ve kardeşliği güçlendirmek adına çalışıyoruz”
Kapsayıcılık, bir kentin tüm kesimlerine eşit hizmet sunulması anlamına gelir. Esenyurt, yüz bir ülkeden insanın bir arada yaşadığı, çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Bizler, bu zengin kültürel yapıyı bir arada tutarak, kentimizde barış ve kardeşliği güçlendirmek adına çalışıyoruz. Esenyurt’ta sosyal belediyecilik anlayışı ile her kesimden insanın hak ettiği hizmeti almasını sağlıyoruz. Kentleşmenin önemli bir ayağı da idari altyapıdır. Esenyurt gibi büyük ve dinamik bir ilçede hâlâ bir adliye binası ya da ticaret odasının olmaması, kentleşme sürecinin tamamlanmamış olduğunun bir göstergesidir. Bu eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz ve sizlerin de desteğiyle Esenyurt’u 21. yüzyıla hazırlıyoruz. Sonuç olarak, Esenyurt’un sorunlarını çözmek; burayı daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir kent haline getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu süreçte sizlerin de desteği bizim için çok kıymetli. Hep birlikte, el birliğiyle Esenyurt’u daha iyi bir geleceğe taşıyacağımıza inanıyorum.”