BTP Genel Başkanı Baş: "Sokağa çıkan gençleri içeri atanların nasıl özgürlükçü bir anayasa yapacağını düşünebiliriz?"
(SAMSUN)- Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Samsun 9'uncu Olağan İl Kongresi'nde; "'Bu darbe anayasası, bunu değişmemiz lazım, bizim özgürlükçü bir anayasa yapmamız lazım' diyorlar. Sizin sivil ve özgürlükçü dediğiniz anayasanın diğerinden daha özgürlükçü olacağının ispatı ne? Belediye başkanını, siyasi parti genel başkanlarını içeri atanların, siyasi parti genel başkanlarına adli kontrol tedbirleri uygulayanların, sokağa çıkan gençleri içeri atanların nasıl özgürlükçü bir anayasa yapacağını düşünebiliriz" dedi. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Samsun 9. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Burada konuşan Hüseyin Baş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş şunları söyledi: "Normalde ne beklersiniz Atatürk'ün partisinin Atatürk'ün ortaya koyduğu siyaseti, fikri, fiili başka hiç kimse hayata geçirmese de hayata geçirsin diye beklersiniz. Bu işin mantığı budur. Kurucu unsur bir siyasetin, bir yürüyüşün felsefesini belirleyen unsurdur. Çünkü o siyasetten, o felsefeden kurucu unsuru çıkardığınızda ortada kupkuru, bomboş bir şey kalır. Onu hayata geçiren, onu güçlendiren, onu ayağa kaldıran o kurucu felsefedir. Şimdi bakıyorum Atatürk'ün felsefesini sadece lafta mı yaşayacağız? Atatürkçüyüz diyerek Atatürkçü olunabiliyor mu? 'Biz ülkenin kurucu iradesinin yolundan gidiyoruz' diyerek kurucu iradenin yolundan gidilmiş mi oluyor? Bunun bir ispatı lazım, ne yapman lazım Atatürk gibi milli, devletçi ekonomiyi benimsemen lazım, laikliği Atatürk gibi tarif etmen lazım, halkçılığı Atatürk gibi yaşaman lazım yani kısacası Atatürk'ün ilkelerini Atatürk'ün ortaya koyduğu mantıkla hayata geçirmen lazım. Atatürk'ün ortaya koyduğu ilkelerin bugün hiçbiri Bağımsız Türkiye Partisi haricinde Atatürk'ün ortaya koyduğu şekliyle hayata geçirilmiyor, tamamı saptırılmış. "Rövanşist siyasetten uzak durmamız lazım" Türkiye'de siyaset yıllar yıllar boyu şunu yaptı; Ahmet yönetti Mehmet'e zulmetti, sonra Mehmet geldi Ahmet'e zulmetti, sonra Ahmet bir daha işin başına geldi Mehmet'e zulmetti.... Filler tepişti, altta çimler ezildi. Yıllardan beri rövanşist bir siyaset, rövanşist bir yönetim anlayışı ve her zaman bunların bedelini Denizler gibi, Hüseyinler gibi, Yusuflar gibi, bugünkü gibi gençler ödedi. Bizim Türk gençliği olarak bu rövanşizmden uzaklaşmamız lazım ve kim rövanşist bir anlayışla siyaset yürütmeye sürdürmeye çalışıyorsa ona mesafemizi koymamız lazım. Üçüncü yol dendiği zaman sanki muhalefetin oyunu bölecek bir siyasi yol gibi algılanıyor. Hayır, bahsettiğim üçüncü yol şu; birbiriyle rövanş kavgası yapan ve milletin derdini hiç umursamayan, siyasi fikirleri bir kenara bırakıp yerine milletin derdiyle dertlenen, o küçücük çocuğun okul öncesi eğitiminden üniversitesini bitirene kadar eğitimini düşünen, ondan sonra onun iş hayatını, evliliğini gerçekten düşünen, aile hayatını düşünen, onun da çocuklarını düşünen nesilleri yetiştirecek olan bir üçüncü yoldan bahsetmek istiyoruz. Bizim burada kastımız üçüncü yol derken bu. Bana, 'Siz iktidar olsanız bunları yargılar mısınız' diye sordular, ben de dedim ki 'Bak ben iktidar olmak istiyorum, yargıç olmak istemiyorum. Siyasetin işi yargılamak değildir böyle bir şey yok. Bu siyasi anlayıştan bir kere uzaklaşalım zaten bugün problem bu. Beni yargılayacak irade Türk hukuk mahkemesi, bağımsız Türk hukuk mahkemesi iradesidir. Beni siyaset yargılayamaz, o yargıyı da tanımam çünkü öyle bir hakkı da haddi de hududu da yoktur. Siyasetin böyle bir gücü olmaz yarın ben iktidar olursam da dönüp ben de hiç kimseyi yargılamam çünkü ben siyaset yapmaya, milletin derdini çözmeye geliyorum. "Belediye başkanlarını, siyasi parti genel başkanlarını içeri atanlar özgürlükçü anayasa yapabilir mi?" Anayasayı neden değişmek istiyorlar ve hangi maddelerini değişmek istiyorlar? Şimdi, 'Bu darbe anayasası, bunu değişmemiz lazım, bizim özgürlükçü bir anayasa yapmamız lazım' diyorlar. Sizin sivil ve özgürlükçü dediğiniz anayasanın diğerinden daha özgürlükçü olacağının ispatı ne? Belediye başkanını içeri atanların, siyasi parti genel başkanlarını içeri atanların, siyasi parti genel başkanlarına adli kontrol tedbirleri uygulayanların, sokağa çıkan gençleri içeri atanların nasıl özgürlükçü bir anayasa yapacağını düşünebiliriz? Dolayısıyla burada demek ki özgürlükçü kavramı içi boşaltılmış, altı oyulmuş sadece sloganda kalmış bir kavram maksat başka ve bu maksadı farkındaysanız ısrarla açıklamıyorlar. 'Anayasayı değişmek istiyoruz' diyorlar ama neyi neden değişeceklerini hiç kimse söylemiyor. Bağımsız Türkiye Partisi'ne düşen nedir? O kritik soruyu sormaktır; anayasayı neden değişmek istiyorsunuz? Size, 'özgürlükçü anayasa olsun' diye şeklinde cevap verecekler. O zaman bana benim özgürlüğümü kısıtlayan maddeyi söyle. Bu maddenin yerine hangi maddeyi koyacağını da söyle."

(SAMSUN)- Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Samsun 9'uncu Olağan İl Kongresi'nde; "'Bu darbe anayasası, bunu değişmemiz lazım, bizim özgürlükçü bir anayasa yapmamız lazım' diyorlar. Sizin sivil ve özgürlükçü dediğiniz anayasanın diğerinden daha özgürlükçü olacağının ispatı ne? Belediye başkanını, siyasi parti genel başkanlarını içeri atanların, siyasi parti genel başkanlarına adli kontrol tedbirleri uygulayanların, sokağa çıkan gençleri içeri atanların nasıl özgürlükçü bir anayasa yapacağını düşünebiliriz" dedi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin Samsun 9. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Burada konuşan Hüseyin Baş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş şunları söyledi:
"Normalde ne beklersiniz Atatürk'ün partisinin Atatürk'ün ortaya koyduğu siyaseti, fikri, fiili başka hiç kimse hayata geçirmese de hayata geçirsin diye beklersiniz. Bu işin mantığı budur. Kurucu unsur bir siyasetin, bir yürüyüşün felsefesini belirleyen unsurdur. Çünkü o siyasetten, o felsefeden kurucu unsuru çıkardığınızda ortada kupkuru, bomboş bir şey kalır. Onu hayata geçiren, onu güçlendiren, onu ayağa kaldıran o kurucu felsefedir. Şimdi bakıyorum Atatürk'ün felsefesini sadece lafta mı yaşayacağız? Atatürkçüyüz diyerek Atatürkçü olunabiliyor mu? 'Biz ülkenin kurucu iradesinin yolundan gidiyoruz' diyerek kurucu iradenin yolundan gidilmiş mi oluyor? Bunun bir ispatı lazım, ne yapman lazım Atatürk gibi milli, devletçi ekonomiyi benimsemen lazım, laikliği Atatürk gibi tarif etmen lazım, halkçılığı Atatürk gibi yaşaman lazım yani kısacası Atatürk'ün ilkelerini Atatürk'ün ortaya koyduğu mantıkla hayata geçirmen lazım. Atatürk'ün ortaya koyduğu ilkelerin bugün hiçbiri Bağımsız Türkiye Partisi haricinde Atatürk'ün ortaya koyduğu şekliyle hayata geçirilmiyor, tamamı saptırılmış.
"Rövanşist siyasetten uzak durmamız lazım"
Türkiye'de siyaset yıllar yıllar boyu şunu yaptı; Ahmet yönetti Mehmet'e zulmetti, sonra Mehmet geldi Ahmet'e zulmetti, sonra Ahmet bir daha işin başına geldi Mehmet'e zulmetti.... Filler tepişti, altta çimler ezildi. Yıllardan beri rövanşist bir siyaset, rövanşist bir yönetim anlayışı ve her zaman bunların bedelini Denizler gibi, Hüseyinler gibi, Yusuflar gibi, bugünkü gibi gençler ödedi. Bizim Türk gençliği olarak bu rövanşizmden uzaklaşmamız lazım ve kim rövanşist bir anlayışla siyaset yürütmeye sürdürmeye çalışıyorsa ona mesafemizi koymamız lazım.
Üçüncü yol dendiği zaman sanki muhalefetin oyunu bölecek bir siyasi yol gibi algılanıyor. Hayır, bahsettiğim üçüncü yol şu; birbiriyle rövanş kavgası yapan ve milletin derdini hiç umursamayan, siyasi fikirleri bir kenara bırakıp yerine milletin derdiyle dertlenen, o küçücük çocuğun okul öncesi eğitiminden üniversitesini bitirene kadar eğitimini düşünen, ondan sonra onun iş hayatını, evliliğini gerçekten düşünen, aile hayatını düşünen, onun da çocuklarını düşünen nesilleri yetiştirecek olan bir üçüncü yoldan bahsetmek istiyoruz. Bizim burada kastımız üçüncü yol derken bu.
Bana, 'Siz iktidar olsanız bunları yargılar mısınız' diye sordular, ben de dedim ki 'Bak ben iktidar olmak istiyorum, yargıç olmak istemiyorum. Siyasetin işi yargılamak değildir böyle bir şey yok. Bu siyasi anlayıştan bir kere uzaklaşalım zaten bugün problem bu. Beni yargılayacak irade Türk hukuk mahkemesi, bağımsız Türk hukuk mahkemesi iradesidir. Beni siyaset yargılayamaz, o yargıyı da tanımam çünkü öyle bir hakkı da haddi de hududu da yoktur. Siyasetin böyle bir gücü olmaz yarın ben iktidar olursam da dönüp ben de hiç kimseyi yargılamam çünkü ben siyaset yapmaya, milletin derdini çözmeye geliyorum.
"Belediye başkanlarını, siyasi parti genel başkanlarını içeri atanlar özgürlükçü anayasa yapabilir mi?"
Anayasayı neden değişmek istiyorlar ve hangi maddelerini değişmek istiyorlar? Şimdi, 'Bu darbe anayasası, bunu değişmemiz lazım, bizim özgürlükçü bir anayasa yapmamız lazım' diyorlar. Sizin sivil ve özgürlükçü dediğiniz anayasanın diğerinden daha özgürlükçü olacağının ispatı ne? Belediye başkanını içeri atanların, siyasi parti genel başkanlarını içeri atanların, siyasi parti genel başkanlarına adli kontrol tedbirleri uygulayanların, sokağa çıkan gençleri içeri atanların nasıl özgürlükçü bir anayasa yapacağını düşünebiliriz? Dolayısıyla burada demek ki özgürlükçü kavramı içi boşaltılmış, altı oyulmuş sadece sloganda kalmış bir kavram maksat başka ve bu maksadı farkındaysanız ısrarla açıklamıyorlar. 'Anayasayı değişmek istiyoruz' diyorlar ama neyi neden değişeceklerini hiç kimse söylemiyor. Bağımsız Türkiye Partisi'ne düşen nedir? O kritik soruyu sormaktır; anayasayı neden değişmek istiyorsunuz? Size, 'özgürlükçü anayasa olsun' diye şeklinde cevap verecekler. O zaman bana benim özgürlüğümü kısıtlayan maddeyi söyle. Bu maddenin yerine hangi maddeyi koyacağını da söyle."