BBP Genel Başkanı Destici: Gazi Meclisimiz, terörist başı Öcalan’ın konuşabileceği bir yer asla değildir. Buna asla rıza gösteremeyiz"
(ANKARA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü lideri Ubdullah Öcalan ile ilgili sözlerine ilişkin, "Gazi Meclisimiz, kalemi kırılan ama uluslararası baskıyla idamdan kurtarılan vatan haini, millet düşmanı, terörist başı Öcalan’ın konuşabileceği bir yer asla değildir. Buna asla rıza gösteremeyiz" dedi. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Destici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrı, yenidoğan çetesi, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in ölümüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Destici, Gülen'en ölümüyle ilgili, “FETÖ terör örgütünün elebaşı, hamisi olan ABD’de öldü. Daha önce de ifade ettim: Bir terör örgütünün elebaşının ölmesi, örgütün geçmişte işlediği suçların üzerinin örtülmesine, gelecekte işleyecekleri suçlar için tedbir alınmasına engel olmamalıdır" dedi. "Yenidoğan çetesi"ne ilişkin açıklamalar da yapan Destici, zanlılar için tahliyesiz müebbet hapis ve idam cezası istemini dile getirerek şunları söyledi: "Yenidoğan çetesi ile ilgili operasyon devam ediyor. Konu yargı aşamasında. Yaşanan hadise; sağlık sistemimizin gözden geçirilmesi; sistemde aksayan, istismara imkan veren boşlukların revize edilmesi; özel sektörün yürüttüğü sağlık hizmetlerinin daha gelişmiş yöntemlerle denetlenmesi gibi mecburiyetleri, bize bir kez daha gösterdi. Buradan sormak istiyorum; örgütlü bebek katillerini idam etmeyelim de ne yapalım? Bu konu ele alınırken, sağlık çalışanlarımızın bütününün karalanmasına, itibarsızlaştırılmasına asla izin verilmemeli, bu yöndeki yayınlarla tavizsiz bir şekilde mücadele edilmelidir. "İşlenen suçlarla ilgisi olmayan sağlık personelinin mağduriyetleri önlenmelidir" 1,5 milyona yaklaşan sağlık çalışanımız var. Her meslek grubunda, her toplumda bulunabilecek, devletten çalacakları paralar için bebeklerin ölümünü umursamayan, birkaç hasta ruhlu, hırsız, hain ve katille, milletimizin fedakâr evlatlarını aynı teraziye çıkaramayız. Kapatılan hastanelerde görev yapan ve işlenen suçlarla ilgisi olmayan sağlık personelinin mağduriyetleri önlenmelidir. Zanlılar için hangi cezalar istenecek, hangi cezalara çarptırılacaklar, ne kadar hapis yatacaklar? Benzer davalarda, adalete güvenin sarsıldığını, suçluların daha çok cesaret kazandığını, yasalara titizlikle riayet eden namuslu vatandaşlarımızın adalete güvenlerinin daha çok sarsıldığını, sayısız kez, sayısız örnekle gördük. Tahliyesiz müebbet hapis ve idam cezası mutlaka gelmelidir." Yeni bir çözüm süreci ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sözleriyle ilgili de şunları söyledi "Devlet, mücadele ettiği terör örgütünden, onun elebaşından yardım istemez. Karşındakinin bir ‘suç örgütü’, muhataplarının ‘yakalaman’ ya da ‘yok etmen’ gereken suçlular olduğunu unutursan, o katilleri, sapıkları, uyuşturucu tacirlerini, hainleri, topraklarında terör devleti kurdurmak isteyen emperyalist güçlerin kurduğu pazarlık masasında, karşında otururken bulursun. Bu davranış, düşmanlarınıza umut verirken, canı pahasına terörle mücadele eden devlet görevlilerini üzer. Şehit ailelerimizi, gazilerimizi, 100 yıldır devletin yanında duran bölge halkını kahreder. Gazi Meclis’in terör uzantılarından temizlenmesi gerektiğini; milletin kürsüsünün devletimizi, varlığımızı, birliğimizi yok etmek için kullanılmasının engellenmesini; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, içindeki terör uzantıları nedeniyle ülkenin güvenlik meselelerini görüşemediğini, bunun bir milli güvenlik meselesi olduğunu defalarca dile getirdik. "Çözüm sürecinin bize hiçbir faydası olmadı" Bir aydır, saçma sapan mevzularla, tamamı uydurma haberlerle linç edilmeye çalışılıyoruz. İlk gün, bu sosyal medya kampanyasının, yeni bir çözüm sürecine itirazımıza yapılmış bir karşı hamle olduğunu söyledik zaten. Şimdi bu noktaya geldik. Çözüm sürecinin bize ne faydası oldu? Hiçbir faydası olmadı. Ne zararı oldu? Saymaya başlayalım: Örgüt yöneticilerinin ifadesiyle; tarihinin en kötü günlerini yaşayan ve çözülme halindeki PKK, varlığını devam ettirme fırsatı buldu. Yapılan görüşmelerin basına sızması / sızdırılmasıyla, terör örgütünü, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne denk bir taraf’ kılığına sokmaya çalışanlara imkan sağlandı. Terör örgütünün faal olduğu bölgelerde yaşayan ve devletin yanında olan vatandaşlarımız; güvenlik güçlerimiz; terörün yok edilmesi kararlılığındaki vatandaşlarımız, bizzat devletin bu kararlılıkta olmadığı gibi bir kanaate sürüklenmesine sebep oldu. "Terör örgütüyle anlaşma yapılmaz, hukuk uygulanır" ‘Tecrit’ diye bir kavramı kabul etmiyorum. Bir suç var ve suçlu cezasını çekiyor. Terör örgütüyle anlaşma yapılmaz, hukuk uygulanır. 40 bin kişiyi öldüren bir terör örgütünün elebaşına ‘umut hakkı’ hediye edilmesinin ne anlamı var? ‘Pişman olduğunu’ ve ‘af dilediğini’ söylesin. Bir kez daha söylüyorum, Gazi Meclisimiz, kalemi kırılan ama uluslararası baskıyla idamdan kurtarılan vatan ha
(ANKARA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü lideri Ubdullah Öcalan ile ilgili sözlerine ilişkin, "Gazi Meclisimiz, kalemi kırılan ama uluslararası baskıyla idamdan kurtarılan vatan haini, millet düşmanı, terörist başı Öcalan’ın konuşabileceği bir yer asla değildir. Buna asla rıza gösteremeyiz" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Destici, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı çağrı, yenidoğan çetesi, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in ölümüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Destici, Gülen'en ölümüyle ilgili, “FETÖ terör örgütünün elebaşı, hamisi olan ABD’de öldü. Daha önce de ifade ettim: Bir terör örgütünün elebaşının ölmesi, örgütün geçmişte işlediği suçların üzerinin örtülmesine, gelecekte işleyecekleri suçlar için tedbir alınmasına engel olmamalıdır" dedi.
"Yenidoğan çetesi"ne ilişkin açıklamalar da yapan Destici, zanlılar için tahliyesiz müebbet hapis ve idam cezası istemini dile getirerek şunları söyledi:
"Yenidoğan çetesi ile ilgili operasyon devam ediyor. Konu yargı aşamasında. Yaşanan hadise; sağlık sistemimizin gözden geçirilmesi; sistemde aksayan, istismara imkan veren boşlukların revize edilmesi; özel sektörün yürüttüğü sağlık hizmetlerinin daha gelişmiş yöntemlerle denetlenmesi gibi mecburiyetleri, bize bir kez daha gösterdi. Buradan sormak istiyorum; örgütlü bebek katillerini idam etmeyelim de ne yapalım? Bu konu ele alınırken, sağlık çalışanlarımızın bütününün karalanmasına, itibarsızlaştırılmasına asla izin verilmemeli, bu yöndeki yayınlarla tavizsiz bir şekilde mücadele edilmelidir.
"İşlenen suçlarla ilgisi olmayan sağlık personelinin mağduriyetleri önlenmelidir"
1,5 milyona yaklaşan sağlık çalışanımız var. Her meslek grubunda, her toplumda bulunabilecek, devletten çalacakları paralar için bebeklerin ölümünü umursamayan, birkaç hasta ruhlu, hırsız, hain ve katille, milletimizin fedakâr evlatlarını aynı teraziye çıkaramayız. Kapatılan hastanelerde görev yapan ve işlenen suçlarla ilgisi olmayan sağlık personelinin mağduriyetleri önlenmelidir.
Zanlılar için hangi cezalar istenecek, hangi cezalara çarptırılacaklar, ne kadar hapis yatacaklar? Benzer davalarda, adalete güvenin sarsıldığını, suçluların daha çok cesaret kazandığını, yasalara titizlikle riayet eden namuslu vatandaşlarımızın adalete güvenlerinin daha çok sarsıldığını, sayısız kez, sayısız örnekle gördük. Tahliyesiz müebbet hapis ve idam cezası mutlaka gelmelidir."
Yeni bir çözüm süreci ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sözleriyle ilgili de şunları söyledi
"Devlet, mücadele ettiği terör örgütünden, onun elebaşından yardım istemez. Karşındakinin bir ‘suç örgütü’, muhataplarının ‘yakalaman’ ya da ‘yok etmen’ gereken suçlular olduğunu unutursan, o katilleri, sapıkları, uyuşturucu tacirlerini, hainleri, topraklarında terör devleti kurdurmak isteyen emperyalist güçlerin kurduğu pazarlık masasında, karşında otururken bulursun. Bu davranış, düşmanlarınıza umut verirken, canı pahasına terörle mücadele eden devlet görevlilerini üzer. Şehit ailelerimizi, gazilerimizi, 100 yıldır devletin yanında duran bölge halkını kahreder.
Gazi Meclis’in terör uzantılarından temizlenmesi gerektiğini; milletin kürsüsünün devletimizi, varlığımızı, birliğimizi yok etmek için kullanılmasının engellenmesini; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, içindeki terör uzantıları nedeniyle ülkenin güvenlik meselelerini görüşemediğini, bunun bir milli güvenlik meselesi olduğunu defalarca dile getirdik.
"Çözüm sürecinin bize hiçbir faydası olmadı"
Bir aydır, saçma sapan mevzularla, tamamı uydurma haberlerle linç edilmeye çalışılıyoruz. İlk gün, bu sosyal medya kampanyasının, yeni bir çözüm sürecine itirazımıza yapılmış bir karşı hamle olduğunu söyledik zaten. Şimdi bu noktaya geldik. Çözüm sürecinin bize ne faydası oldu? Hiçbir faydası olmadı.
Ne zararı oldu? Saymaya başlayalım: Örgüt yöneticilerinin ifadesiyle; tarihinin en kötü günlerini yaşayan ve çözülme halindeki PKK, varlığını devam ettirme fırsatı buldu. Yapılan görüşmelerin basına sızması / sızdırılmasıyla, terör örgütünü, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne denk bir taraf’ kılığına sokmaya çalışanlara imkan sağlandı. Terör örgütünün faal olduğu bölgelerde yaşayan ve devletin yanında olan vatandaşlarımız; güvenlik güçlerimiz; terörün yok edilmesi kararlılığındaki vatandaşlarımız, bizzat devletin bu kararlılıkta olmadığı gibi bir kanaate sürüklenmesine sebep oldu.
"Terör örgütüyle anlaşma yapılmaz, hukuk uygulanır"
‘Tecrit’ diye bir kavramı kabul etmiyorum. Bir suç var ve suçlu cezasını çekiyor. Terör örgütüyle anlaşma yapılmaz, hukuk uygulanır. 40 bin kişiyi öldüren bir terör örgütünün elebaşına ‘umut hakkı’ hediye edilmesinin ne anlamı var? ‘Pişman olduğunu’ ve ‘af dilediğini’ söylesin.
Bir kez daha söylüyorum, Gazi Meclisimiz, kalemi kırılan ama uluslararası baskıyla idamdan kurtarılan vatan haini, millet düşmanı, terörist başı Öcalan’ın konuşabileceği bir yer asla değildir. Buna asla rıza gösteremeyiz."
"Türkiye’nin en büyük barosunda seçilen yönetim, PKK avukatlarıyla dolu"
Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sözleri nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu'nu eleştiren Destici, şunları söyledi:
"İstanbul 1 No’lu Baro seçimlerinde İstiklal Marşımızın okutulmaması ifade özgürlüğü cümlesiyle açıklandı. Koskoca İstanbul’da, Türkiye’nin en büyük barosunda seçilen yönetim, PKK avukatlarıyla dolu. Baro başkanı olarak seçilen İbrahim Kaboğlu ilk konuşmasında ‘Anayasanın ilk dört maddesi de değişebilir’ dedi. Kimseden çıt çıkmadı. İşte gerçek yüzünüz bu. Buradan haysiyetli avukatlarımıza da seslenmek istiyorum: Barolarımızı kendi milletine yabancılaşmış, milletimizin değerlerine düşman zümrelerin elinden almalıyız. Bu hususta görev ve gayret size düşüyor.”
Destici, bir gazetecinin "Sayın Bahçeli'nin bu açıklamasına şaşırdınız mı" sorusunu ise yanıtsız bıraktı.