ANKA Ekonomi Koordinatörü Erdal Sağlam'ın kaleminden Haftalık Ekonomi Analizi: Ekonomide kritik hafta öncesi asgari ücret konuşacağız

Erdal SAĞLAM Ekim ayının sonuna gelirken, 4 Kasım’la başlayacak bir sonraki hafta, ekonomide kritik haftalardan biri olacak. 4 Kasım’daki Ekim ayı enflasyon açıklaması ve Merkez Bankası’nın 8 Kasım’da açıklayacağı Enflasyon Raporu önümüzdeki yılın ekonomik planı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamızı sağlayacak. Siyasi tartışmaların canlı seyretmesi beklenen önümüzdeki hafta ise yılbaşına kadar sürecek, 2025 yılı asgari ücretini konuşmaya devam edeceğiz. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sürpriz “Apo gelsin TBMM’de konuşsun” çıkışı ardından TUSAŞ’ta meydana gelen terörist saldırı ile gündem birden değişiverdi. Terörist saldırıların devam etmemesini umarak, bundan sonra uzun bir süre bu konunun gündemin ilk sırasında olmasını bekleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde bu sürecin ekonomiye etkilerini de görme imkanımız olacak ama şimdiden bir şey söylemek için erken gözüküyor. Geçtiğimiz hafta ekonomideki önemli mesajların, ABD’de yapılan yıllık IMF-Dünya Bankası toplantılarından geldiğini gördük. IMF Türkiye Masası Başkanı Walsh’un asgari ücret ile ilgili söylediklerini ve Merkez Bankası Başkanı Karahan’ın yatırımcılarla toplantıda yine bu konudaki sorulara verdiği yanıtları tartıştık. Özet olarak iki yetkili de yılbaşında yapılacak asgari ücret zammı ile işçi, memur ve emekli maaş zamlarının önümüzdeki yıl için hedeflenecek enflasyon rakamı ile uyumlu olmasını istiyorlar ve bunu dile getirdiler. Burada önemli noktalardan biri önümüzdeki yıl için enflasyon hedefinin kaç olacağı ve piyasaların bu hedefi inandırıcı bulup bulmayacağı olacak. Eylül ayı başında açıklanan Orta Vadeli Programla, Hükümet 2025 yıl sonu enflasyon hedefi için yüzde 17.5 rakamını açıkladı. Normal olarak Merkez Bankası yönetiminin hükümetin hedefini baz alıp, 2025 yılındaki programını planlaması  gerekiyor. Bir başka deyişle; nokta hedef olarak 2025 yıl sonu enflasyonunu yüzde 17.5 olarak açıklaması bekleniyor. Ancak buradaki kritik nokta, hedef olarak Merkez Bankası 2025 yılı enflasyon tahminini yüzde 17.5 açıklasa bile, hata payını, bir başka deyişle enflasyon hedefindeki koridoru kaç olarak saptayacağı. Mevcut uygulamada Merkez Bankası hedef enflasyonun 4 puan altı, 4 puan üstü bir enflasyon tahmin aralığı belirliyor. Bu oran devam eder, Merkez Bankası da OVP gibi hedefi yüzde 17.5 alırsa, o zaman koridor alt sınırı 13.5, üst sınırı ise yüzde 21.5 olacak. İnandırıcılık önemli Merkez Bankası’nın açıklayacağı enflasyon hedefi ve hata koridoru piyasalar için en önemli sinyallerden birini oluşturacak. Yeni yıl için bütçe yapacak olan özel sektör kuruluşları da, vatandaşlar da, bu hedefe göre planlarını yapacaklar. Bu hedefle birlikte sadece enflasyon hedefi değil, buna bağlı olarak ekonomik büyüme, işsizlik oranları, faiz düzeyi de tahmin edilmeye çalışılacak. İşte bir sonraki hafta, 8 Kasım’da Merkez Bankası’nın açıklayacağı Enflasyon Raporu’yla bu konuların açıklığa kavuşması bekleniyor. Tüm piyasalar ve iş dünyasının bu rakamları merak ettiği ortada. Bir sonraki haftanın kritik olmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri Enflasyon Raporu açıklaması olacak. Ancak ondan önce açıklanacak olan Ekim ayı enflasyonu da kritik, çünkü hem enflasyon raporundaki hedef enflasyonu etkileyecek, hem de bu rakamın ardından faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı tartışmaları yeni bir boyut kazanacak. Önümüzdeki hafta piyasada yapılacak enflasyon beklentilerine ilişkin anket sonuçlarını göreceğiz. Piyasadaki mevcut hava ise ekim ayı enflasyonun yüzde 2 ile 2,5 arasında açıklanacağı yönünde. Bu arada kurlarla ilgili gelişmelerin de iş dünyasında yoğun tartışıldığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası enflasyon hedefinden uzaklaşma gördüğü için. İlk kez ekim ayında kurların düşmesine izin verdi. Bu durum özellikle ihracatçıların, zaten varolan şikayetlerini artırmasına neden oluyor. Enflasyon hedefine yakınsamak için, TL’nin önümüzdeki dönem de, ekim gibi yüksek oranda değer kazanması beklenirken, şikayetlerin artması kaçınılmaz görünüyor. Ekim ayı gibi, kasım enflasyonu da büyük öneme sahip; çünkü bu rakamlar bize 2024 yıl sonu enflasyonu konusunda daha net bilgi verecek, 2025 enflasyon beklentilerini de önemli ölçüde etkileyecek. Tabii ki bunun yanında bu iki ayın enflasyon rakamlarının, Aralık’ta resmi olarak başlaması beklenen yılbaşı asgari ücret zammı konusundaki önemini de hatırlatmak gerekiyor. Sadece asgari ücret değil, geçmiş enflasyona göre fark alan emekliler ve memurlar tarafından da, bu iki ayın enflasyon rakamları yakından takip edilecek. Özet olarak; zaten bıçak sırtında giden, önemli sapmalar yaşanan enflasyonla mücadele programı açısından yeni bir aşamaya geçiliyor. Umarız; siyasi tansiyon, bu program uygulamasını iyice zora sokmaz. Bu noktada ekonomi yönetiminin, enflasyonla ilgili önümüzdeki dönem için rasyonel ve kabul edilebilir hedefler açıklaması ve bunları kararlı biçimde tutturmak için gerekli uygulamaları yapması, büyük öneme sahip. Bu arada tabi ki, programın şimdiye kadar neredeyse tüm yükünü çeken dar ve sabit gelirli kesimlerin gide

Eki 27, 2024 - 13:15
 0  290

Erdal SAĞLAM

Ekim ayının sonuna gelirken, 4 Kasım’la başlayacak bir sonraki hafta, ekonomide kritik haftalardan biri olacak. 4 Kasım’daki Ekim ayı enflasyon açıklaması ve Merkez Bankası’nın 8 Kasım’da açıklayacağı Enflasyon Raporu önümüzdeki yılın ekonomik planı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamızı sağlayacak. Siyasi tartışmaların canlı seyretmesi beklenen önümüzdeki hafta ise yılbaşına kadar sürecek, 2025 yılı asgari ücretini konuşmaya devam edeceğiz.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sürpriz “Apo gelsin TBMM’de konuşsun” çıkışı ardından TUSAŞ’ta meydana gelen terörist saldırı ile gündem birden değişiverdi. Terörist saldırıların devam etmemesini umarak, bundan sonra uzun bir süre bu konunun gündemin ilk sırasında olmasını bekleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde bu sürecin ekonomiye etkilerini de görme imkanımız olacak ama şimdiden bir şey söylemek için erken gözüküyor.

Geçtiğimiz hafta ekonomideki önemli mesajların, ABD’de yapılan yıllık IMF-Dünya Bankası toplantılarından geldiğini gördük. IMF Türkiye Masası Başkanı Walsh’un asgari ücret ile ilgili söylediklerini ve Merkez Bankası Başkanı Karahan’ın yatırımcılarla toplantıda yine bu konudaki sorulara verdiği yanıtları tartıştık. Özet olarak iki yetkili de yılbaşında yapılacak asgari ücret zammı ile işçi, memur ve emekli maaş zamlarının önümüzdeki yıl için hedeflenecek enflasyon rakamı ile uyumlu olmasını istiyorlar ve bunu dile getirdiler.

Burada önemli noktalardan biri önümüzdeki yıl için enflasyon hedefinin kaç olacağı ve piyasaların bu hedefi inandırıcı bulup bulmayacağı olacak. Eylül ayı başında açıklanan Orta Vadeli Programla, Hükümet 2025 yıl sonu enflasyon hedefi için yüzde 17.5 rakamını açıkladı. Normal olarak Merkez Bankası yönetiminin hükümetin hedefini baz alıp, 2025 yılındaki programını planlaması  gerekiyor. Bir başka deyişle; nokta hedef olarak 2025 yıl sonu enflasyonunu yüzde 17.5 olarak açıklaması bekleniyor.

Ancak buradaki kritik nokta, hedef olarak Merkez Bankası 2025 yılı enflasyon tahminini yüzde 17.5 açıklasa bile, hata payını, bir başka deyişle enflasyon hedefindeki koridoru kaç olarak saptayacağı. Mevcut uygulamada Merkez Bankası hedef enflasyonun 4 puan altı, 4 puan üstü bir enflasyon tahmin aralığı belirliyor. Bu oran devam eder, Merkez Bankası da OVP gibi hedefi yüzde 17.5 alırsa, o zaman koridor alt sınırı 13.5, üst sınırı ise yüzde 21.5 olacak.

İnandırıcılık önemli

Merkez Bankası’nın açıklayacağı enflasyon hedefi ve hata koridoru piyasalar için en önemli sinyallerden birini oluşturacak. Yeni yıl için bütçe yapacak olan özel sektör kuruluşları da, vatandaşlar da, bu hedefe göre planlarını yapacaklar. Bu hedefle birlikte sadece enflasyon hedefi değil, buna bağlı olarak ekonomik büyüme, işsizlik oranları, faiz düzeyi de tahmin edilmeye çalışılacak.

İşte bir sonraki hafta, 8 Kasım’da Merkez Bankası’nın açıklayacağı Enflasyon Raporu’yla bu konuların açıklığa kavuşması bekleniyor. Tüm piyasalar ve iş dünyasının bu rakamları merak ettiği ortada. Bir sonraki haftanın kritik olmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri Enflasyon Raporu açıklaması olacak.

Ancak ondan önce açıklanacak olan Ekim ayı enflasyonu da kritik, çünkü hem enflasyon raporundaki hedef enflasyonu etkileyecek, hem de bu rakamın ardından faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı tartışmaları yeni bir boyut kazanacak. Önümüzdeki hafta piyasada yapılacak enflasyon beklentilerine ilişkin anket sonuçlarını göreceğiz. Piyasadaki mevcut hava ise ekim ayı enflasyonun yüzde 2 ile 2,5 arasında açıklanacağı yönünde.

Bu arada kurlarla ilgili gelişmelerin de iş dünyasında yoğun tartışıldığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası enflasyon hedefinden uzaklaşma gördüğü için. İlk kez ekim ayında kurların düşmesine izin verdi. Bu durum özellikle ihracatçıların, zaten varolan şikayetlerini artırmasına neden oluyor. Enflasyon hedefine yakınsamak için, TL’nin önümüzdeki dönem de, ekim gibi yüksek oranda değer kazanması beklenirken, şikayetlerin artması kaçınılmaz görünüyor.

Ekim ayı gibi, kasım enflasyonu da büyük öneme sahip; çünkü bu rakamlar bize 2024 yıl sonu enflasyonu konusunda daha net bilgi verecek, 2025 enflasyon beklentilerini de önemli ölçüde etkileyecek. Tabii ki bunun yanında bu iki ayın enflasyon rakamlarının, Aralık’ta resmi olarak başlaması beklenen yılbaşı asgari ücret zammı konusundaki önemini de hatırlatmak gerekiyor. Sadece asgari ücret değil, geçmiş enflasyona göre fark alan emekliler ve memurlar tarafından da, bu iki ayın enflasyon rakamları yakından takip edilecek.

Özet olarak; zaten bıçak sırtında giden, önemli sapmalar yaşanan enflasyonla mücadele programı açısından yeni bir aşamaya geçiliyor. Umarız; siyasi tansiyon, bu program uygulamasını iyice zora sokmaz. Bu noktada ekonomi yönetiminin, enflasyonla ilgili önümüzdeki dönem için rasyonel ve kabul edilebilir hedefler açıklaması ve bunları kararlı biçimde tutturmak için gerekli uygulamaları yapması, büyük öneme sahip. Bu arada tabi ki, programın şimdiye kadar neredeyse tüm yükünü çeken dar ve sabit gelirli kesimlerin giderek ağırlaşan geçim sorununun da gözönüne alınması gerek. Ekonomi yönetimi ve program, dengeleri gözeterek yola devam edemezse, inandırıcılığını kaybeder.