Aile hekimliği yönetmeliğine tepki... ATO Yönetim Kurulu Üyesi Açar: Bakanlığın getirdiği şartlarla, aile hekimliği yapılamaz hale gelmiştir
Haber: Semanur Coşkun (ANKARA) – ATO Yönetim Kurulu Üyesi ve Aile Hekimi Alpertan Açar, aile hekimliği yönetmeliğinde yapılan son değişikliğe tepki gösterdi. ''Bakanlığın getirdiği şartlarla, aile hekimliği yapılamaz hale gelmiştir'' diyen Açar, ''Sağlık Bakanlığının bir ana önce bu yanlışından dönerek, makul, mantıklı bir yönetmelik ile yola devam etmesini istediklerini'' belirtti. ATO Yönetim Kurulu Üyesi Alpertan Açar, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan ''Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”e ilişkin ANKA Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Acar, şunları kaydetti: ''Dün yayımlanmış olan Aile Hekimliği sözleşme ve ödeme yönetmeliğine, biz eziyet yönetmeliği diyoruz. Yaklaşık 14 yıldır tüm Türkiye’de yaygınlaşan ve uygulanmaya başlayan aile hekimliği, bu yönetmelikle artık yapılamaz hale gelmiştir. Bunun tabii sebepleri var. Biz bakanlığa şu çağrıda bulunuyorduk. Özellikle büyük şehirlerde başta olmak üzere aile hekimliklerinin bir yerleşim sorunu var. Biz bunun kamu binasında ve herkese eşit şekilde olmasını savunurken bakanlık sanal Aile Sağlık Merkezi (ASM) adı altında bir şeylerin planlanmasını istemişti. O da kadroların açılması ve oraya talip olan arkadaşlar apartman altlarında bir takım yerleri kiralayarak bir takım tadilatlar yapıp ASM’ye uygun hale getiriyorlardı. Bundan dolayı standart bir hizmet verilemiyordu. Biz bunun en baştan bu yana karşısındaydık. ''Bu şekilde hastalar hekimsiz kalacaklar'' Bizim yine en başından karşı çıktığımız diğer bir konu ise; cari gider ödemesi altında orada çalışan aile sağlığı hekimlerine belli bir miktarda para ödeniyordu, bunun karşılığında bir işletmeci gibi bütün masrafları biz üstleniyorduk. Bu tabii ki, bizi yoran ve işimizden uzaklaştıran bir şey. Çünkü biz birinci basamak güçlendirilmeli diyoruz. Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetine yönlendirilmeli ve güçlendirilmeli ki daha sağlıklı bir toplum oluşturalım. Bu yeni gelen yönetmelikle, tam bunun aksine şeyler planlandı. Sağlık Bakanlığı 4 bin kişiye kadar olan bağlı nüfusa ödeme yaparken bu ödemeyi 3 bin 500’e çekti. Bu özellikle nüfus yoğunluğu yaşayan İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehir merkezlerinde doktorların diğer baktıkları hastalar onların sorumluluğunda olacak ama ücret alamayacaklar. Bu şekilde bu hastalar aile hekimsiz kalacaklar. Zaten bir açık varken böylelikle aile hekimi açığı artmış olacak. ''Bir ücretlendirme olacaksa tek kalemde olması gerekir'' Bizim içinden çıkamadığımız hesaplamalarla bir sürü yükümlülükler getiriliyor. Mesela, nüfusta bize bağlı hastalar bir yıl içinde 7’den fazla ikinci ya da üçüncü basamakla sağlık birimine müracaat ederse 7‘den sonraki müracaatlarında bizim maaşımızdan kesiliyor. Bizim buraya müdahalemiz yok. Bir sevk sitemimiz olsa yani hastanın ikinci veya üçüncü basamağa gideceğine biz karar veriyor olsak belki anlaşılabilir ama bizim hiç müdahalemizin olmadığı konuda vatandaşımız MHRS’ye girip internetten veya telefondan istediği zaman bir yıl içinde ikinci veya üçüncü basamaktan randevu alıp oraya gidebilmekte. Bunun ceremesini bir şekilde biz çekiyoruz. Kronik hastalarımız var takipli diyabet, tansiyon, kanser gibi hastalığı olan hastaların belirli aralıklarla hastaneye gitmesi, bir uzman tarafından görülmesi gerekiyor. Bizim laboratuvar şartlarımız sınırlı. Ek olarak, oralarda bir takım tetkiklerin yapılması gerekiyor. Hizmete niteliksel değil, niceliksel bir takım şeyler yüklenmiş ve oradan bir ücretlendirme var. En baştan bu yana biz buna da karşıyız. Eğer bir ücretlendirme olacaksa, bunun tek kalemde olması gerekir. Biz şuan 4-5 kalemden ücret alıyoruz. Bunların tek kaleme indirilip, bize yakışır şekilde tek bir kalemden ücret almak istiyoruz.'' ''Bir yol haritası çizilecek” Açar, bundan sonra izleyecekleri yola ilişkin bilgi verirken, TTB'nin organları, dernekler ve sendikalarla bir yol haritası çizeceklerini belirterek, gerekirse uzun süreli iş bırakmalar, toplu istifaların dillendirilen eylem biçimlerinden biri olduğunu kaydetti. ''Bakanlığın getirdiği şartlarla, aile hekimliği yapılamaz hale gelmiştir'' diyen Açar, ''Sağlık Bakanlığının bir an önce bu yanlışından dönerek, makul, mantıklı bir yönetmelik ile yola devam etmesini istediklerini'' sözlerine ekledi.
Haber: Semanur Coşkun
(ANKARA) – ATO Yönetim Kurulu Üyesi ve Aile Hekimi Alpertan Açar, aile hekimliği yönetmeliğinde yapılan son değişikliğe tepki gösterdi. ''Bakanlığın getirdiği şartlarla, aile hekimliği yapılamaz hale gelmiştir'' diyen Açar, ''Sağlık Bakanlığının bir ana önce bu yanlışından dönerek, makul, mantıklı bir yönetmelik ile yola devam etmesini istediklerini'' belirtti.
ATO Yönetim Kurulu Üyesi Alpertan Açar, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan ''Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”e ilişkin ANKA Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Acar, şunları kaydetti:
''Dün yayımlanmış olan Aile Hekimliği sözleşme ve ödeme yönetmeliğine, biz eziyet yönetmeliği diyoruz. Yaklaşık 14 yıldır tüm Türkiye’de yaygınlaşan ve uygulanmaya başlayan aile hekimliği, bu yönetmelikle artık yapılamaz hale gelmiştir. Bunun tabii sebepleri var. Biz bakanlığa şu çağrıda bulunuyorduk. Özellikle büyük şehirlerde başta olmak üzere aile hekimliklerinin bir yerleşim sorunu var. Biz bunun kamu binasında ve herkese eşit şekilde olmasını savunurken bakanlık sanal Aile Sağlık Merkezi (ASM) adı altında bir şeylerin planlanmasını istemişti. O da kadroların açılması ve oraya talip olan arkadaşlar apartman altlarında bir takım yerleri kiralayarak bir takım tadilatlar yapıp ASM’ye uygun hale getiriyorlardı. Bundan dolayı standart bir hizmet verilemiyordu. Biz bunun en baştan bu yana karşısındaydık.
''Bu şekilde hastalar hekimsiz kalacaklar''
Bizim yine en başından karşı çıktığımız diğer bir konu ise; cari gider ödemesi altında orada çalışan aile sağlığı hekimlerine belli bir miktarda para ödeniyordu, bunun karşılığında bir işletmeci gibi bütün masrafları biz üstleniyorduk. Bu tabii ki, bizi yoran ve işimizden uzaklaştıran bir şey. Çünkü biz birinci basamak güçlendirilmeli diyoruz. Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetine yönlendirilmeli ve güçlendirilmeli ki daha sağlıklı bir toplum oluşturalım. Bu yeni gelen yönetmelikle, tam bunun aksine şeyler planlandı. Sağlık Bakanlığı 4 bin kişiye kadar olan bağlı nüfusa ödeme yaparken bu ödemeyi 3 bin 500’e çekti. Bu özellikle nüfus yoğunluğu yaşayan İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehir merkezlerinde doktorların diğer baktıkları hastalar onların sorumluluğunda olacak ama ücret alamayacaklar. Bu şekilde bu hastalar aile hekimsiz kalacaklar. Zaten bir açık varken böylelikle aile hekimi açığı artmış olacak.
''Bir ücretlendirme olacaksa tek kalemde olması gerekir''
Bizim içinden çıkamadığımız hesaplamalarla bir sürü yükümlülükler getiriliyor. Mesela, nüfusta bize bağlı hastalar bir yıl içinde 7’den fazla ikinci ya da üçüncü basamakla sağlık birimine müracaat ederse 7‘den sonraki müracaatlarında bizim maaşımızdan kesiliyor. Bizim buraya müdahalemiz yok. Bir sevk sitemimiz olsa yani hastanın ikinci veya üçüncü basamağa gideceğine biz karar veriyor olsak belki anlaşılabilir ama bizim hiç müdahalemizin olmadığı konuda vatandaşımız MHRS’ye girip internetten veya telefondan istediği zaman bir yıl içinde ikinci veya üçüncü basamaktan randevu alıp oraya gidebilmekte. Bunun ceremesini bir şekilde biz çekiyoruz. Kronik hastalarımız var takipli diyabet, tansiyon, kanser gibi hastalığı olan hastaların belirli aralıklarla hastaneye gitmesi, bir uzman tarafından görülmesi gerekiyor. Bizim laboratuvar şartlarımız sınırlı. Ek olarak, oralarda bir takım tetkiklerin yapılması gerekiyor.
Hizmete niteliksel değil, niceliksel bir takım şeyler yüklenmiş ve oradan bir ücretlendirme var. En baştan bu yana biz buna da karşıyız. Eğer bir ücretlendirme olacaksa, bunun tek kalemde olması gerekir. Biz şuan 4-5 kalemden ücret alıyoruz. Bunların tek kaleme indirilip, bize yakışır şekilde tek bir kalemden ücret almak istiyoruz.''
''Bir yol haritası çizilecek”
Açar, bundan sonra izleyecekleri yola ilişkin bilgi verirken, TTB'nin organları, dernekler ve sendikalarla bir yol haritası çizeceklerini belirterek, gerekirse uzun süreli iş bırakmalar, toplu istifaların dillendirilen eylem biçimlerinden biri olduğunu kaydetti.
''Bakanlığın getirdiği şartlarla, aile hekimliği yapılamaz hale gelmiştir'' diyen Açar, ''Sağlık Bakanlığının bir an önce bu yanlışından dönerek, makul, mantıklı bir yönetmelik ile yola devam etmesini istediklerini'' sözlerine ekledi.